Başar Arslan da kaçmış. FETÖ’nün Ergenekon, Balyoz gibi davalarında özel olarak kullandığı Taraf Gazetesi’nin sahibi şimdi bulunamıyor. Kendisine Taraf Gazetesi’nin manşetlerinden biriyle seslenmek isterim: “Daha karpuz kesecektik…”
Hâlâ Taraf Gazetesi operasyonunun kodlarını tam olarak çözemedik. Bu iş Ahmet-Mehmet Altan’ı ya da kendi egosuna yenilen zavallı bir taşeron Mehmet Baransu’yu hapse atarak kapatılacak bir konu değil.
Zira Taraf sıradan bir gazete değildi; özel olarak FETÖ’nün operasyonlarını kamuoyuna aktarmak ve ikna etmek, mesajı yönetmek için kurulmuştu. Örgütün kendisinden bağımsız gibi görünen bir gazeteye ihtiyacı vardı, Taraf bu ihtiyacı giderdi.
Hâlâ merak ediyorum, Göztepe’deki evinde oturup yüz binlerce satan uyduruk aşk romanları yazan Ahmet Altan’ı ne dürttü de böyle bir yükün altına girdi? ABD’deki rahat hayatını bırakıp neden Türkiye’ye döndüğünü anlamadığım Yasemin Çongar’ın onu baştan çıkardığı kesin.
Orhan Pamuk’un Nobel almasından sonra belki aynı şiddette bir deprem yaratmak istedi… ‘Askeri vesayeti yıkan gazeteci’ diye uluslararası arenada kim bilir nasıl bir madalya bekliyordu?
Hadi onlarınki ego diyelim…
Peki Başar Arslan nasıl bir anda gazete sahibi oluverdi? Büyük gruplar bile yazılı basına girmekten kaçınıyor, çünkü kârlı bir iş değil.