CANAN COŞKUN
canancoskun2@gmail.com / @canancoskun
Sağlık çalışanı yakınlarını kaybeden aileler, çalışanlara şiddete cezayı ağırlaştıran ve ceza ertelemesini ortadan kaldıran yasa için geç kalındığını düşünüyor.
Sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti önlemek amacıyla, 8 Nisan’da TBMM’ye sunulan ‘Sağlık Hizmetleri Temel Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’, önceki gün kabul edildi. Beş siyasi partinin ortak önergesiyle Meclis’te görüşülen teklif yasalaştı.
Hükmün açıklanması geri bırakılabiliyor
Yasaya göre kamu ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan sağlık personeliyle yardımcı sağlık personeline karşı, görevleri sebebiyle işlenen, Türk Ceza Kanunu’nda yer alan ‘kasten yaralama’, ‘tehdit’, ‘hakaret’ ve ‘görevi yaptırmamak için direnme’ suçlarında, ilgili kanunlara göre tayin edilecek cezalar yarı oranında artırılacak.
Söz konusu suçlarda, Türk Ceza Kanunu’nda yer alan hapis cezasının ertelenmesi hükümleri uygulanmayacak. Ancak CHP’nin doktor milletvekillerinden Ali Şeker, yasa kapsamında söz konusu suçlardan verilecek cezaların hükmünün açıklanmasının geri bırakılabildiğini söyledi. Hükmün açıklanması geri bırakıldığında sanık beş yıllık denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemez ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklerine uyarsa, hiç suç işlememiş gibi olur, dava ve verilmiş ceza düşer.
Görevi başında şiddete maruz kalarak yaşamını yitiren sağlık çalışanlarının yakınları söz konusu, yasaya ilişkin görüşlerini Diken’e anlattı.
‘Hangi adalet, hangi devlet?’
Psikiyatr Fikret Hacıosman, 4 Ekim 2018’de 18 yaşındaki hastası Serhat T. tarafından silahla vurularak öldürüldü. Hacıosman’ın katilinin yargılandığı dava bir yılı aşkın süredir devam ediyor.
Mutlu Esentürk Hacıosman: Bu yasanın şimdiye kadar çıkmamasının nedeni, bu adamların oy potansiyelidir. Eşimin ölümünden sonra dönemin sağlık bakanı beni arayıp, “Bir yasa tasarısı hazırladık. Meclis açılır açılmaz hemen ilk onu geçireceğiz. Sağlıkta şiddet suçlarını terör suçları kapsamına alıyoruz, cezaları ağırlaştırıyoruz” dedi. Sonuç tam bir fiyaskoydu. Tam tersi, sağlık çalışanlarını daha da köşeye sıkıştıran bir sürü karar içeriyordu. Gereğinin yapıldığına çok inanmıyorum açıkçası. Bu yasa caydırıcı olmayacaktır. Avukatlar, katilin ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almazsa dört-beş yıla serbest kalacağını söylüyor. Hangi adalet, hangi devlet?
‘Keşke erken çıksaydı
Op. Dr. Kamil Furtun, 2015’te Samsun Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Hastanesi’nde görevi başındayken, İsmail Koyun tarafından silahla öldürüldü. Koyun, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Furtun’un eşi Funda Neslihan Furtun’un çabasıyla olaya ilişkin sorumluluğu bulunan hastanenin yönetici kadrosuna da dava açıldı. Furtun’un ölümünden üç yıl sonra açılan bu dava hala sürüyor.
Funda Neslihan Furtun: Eşimin vefatından sonra daha birçok kayıp yaşadık. Geç de olsa yasanın çıkmış olması beni mutlu ediyor. Keşke erken çıksaydı bu yasa… Bunun için toplumun sağlıkçı algısının değişmesi gerekir. Cezanın arttırılması ve ertelenmemesi caydırıcı olacaktır ama sağlıkta şiddette tek faktör bu değil. Sistemden kaynaklanan eksikliklerin, doktorun suçuymuş gibi algılanmasında da sıkıntılar var. Medyanın, ileri gelenlerin verdiği demeçlerde çok dikkatli olmaları gerekiyor. Bu konuda, corona virüsü salgınına kadar bu özeni maalesef görmüyorduk. Bu salgın insanların olaya bakış açısını değiştirdi. Bu anlamda sağlık camiası adına olumlu olduğunu düşünüyorum. Her daim suçladıkları sağlıkçıların öyle olmadığını gördüler. Eşimin öldürülmesi Türkiye çapında bir reaksiyona neden oldu. Ama ne oldu? Devamında Aynur Dağdemir öldürüldü, Fikret Hacıosman öldürüldü…
‘Empati yapılmazsa bu iş çözülmez‘
Dr. Ersin Arslan, Gaziantep’te 17 Nisan 2012’de ameliyat ettiği hastasının bir yakını tarafından öldürüldü. Sanık, yargılama sonucunda önce ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırıldı. Mahkeme, sanık 17 yaşında olduğu için cezayı 24 yıla indirdi.
Ağabey Erkan Arslan: Bu yasa belki bundan sonraki olaylarda caydırıcı olabilir ama bundan önceki olayları geri çeviremez. Cezaların üst seviyeden verilmesi biraz caydırıcı olabilir ama cehaleti ne kadar önleyeceğini zaman gösterecek. Kardeşim ölmüş, gitmiş… Gecikmiş bir yasa… Bu yasa adalet getirmez. Sağlık çalışanlarıyla empati yapılmazsa bu iş çözülmez. Çalışma adaletinden tutun da iş yoğunluğuna kadar bu işin içinde şiddet. Bir kalemlik iş değil ki.
‘Temel politikaları değiştirmeden şiddeti önleyemezsiniz‘
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Eş Başkanı Gönül Erden, yasayı şöyle değerlendirdi: “Sağlık, emek ve meslek örgütleri olarak uzun süredir sağlıkta şiddete karşı bir mücadele yürütüyoruz. Bu yasanın geçmesi elbette ki olumludur. Ama sağlıkta şiddeti çözme noktasında sadece bu yasanın çıkması yeterli değildir. Sadece ceza yasasıyla bu işi önleyemezsiniz. Elbette caydırıcılık özelliği vardır. Kıymetli bir şey ama en son infaz yasasında sağlıkçıya şiddet uygulayan da, sağlıkçıyı öldüren de aslında kısmen bu yasa kapsamına alındı. Temel yaklaşımımız yıllardır söylediğimiz gibi sağlıkta şiddete sebep olan temel politikaları değiştirmeden şiddeti bütünüyle çözmemiz mümkün değil. Sağlıkta Dönüşüm Programı, iktidarın dili ve söylemi, performans sistemi, had sayı müşteri uygulaması bu şiddetin temel sebebidir. Bunlar ortadan kalkmadan sadece bir ceza yasasıyla bur şiddeti önlemek mümkün değildir.”