Ağrı’nın Tutak ilçesinde adını yüksek dağlardan alan 2 bin rakımlı Dağlıca köyünde görev yapan öğretmen çift Eren ve Altun Oruç, kendi imkanlarıyla oluşturdukları meyve ve sebze bahçesinde yetiştirdikleri ürünleri satarak okulun ihtiyaçlarını gideriyor.
Beş yıl önce evlenip köyde göreve başlayan çift, okuldaki eksikleri görünce derslere girmenin yanı sıra başka sorumluluklar yüklenmeleri gerektiğini düşündü ve öğrencilerin daha iyi koşullarda öğrenim görmesi için kolları sıvadı.
Önce boyayıp duvarları süslediler
AA’nın haberine göre ikili önce okulu boyadı; duvarlarını çocukların sevdiği çizgi film karakterleriyle süsledi, kısıtlı imkanlarla sportif alanlar oluşturdu.
Okulun arkasında oluşturdukları bahçeye de karpuz, kavun, domates, fasulye, biber ve kabak gibi meyve ve sebzeler eken çift, elde ettikleri organik ürünleri satarak okulun ihtiyaçlarını karşılamaya başladı.
‘Sebze-meyve yetişmez’ algısını değiştirdiler
Dağ köyünü bostana çeviren öğretmen çift, köylülerin, “Kış çetin ve sert geçtiği için meyve ve sebze yetişmez” algısını da kırarak yöre halkının tarıma başlamasını sağladı.
Ağrı İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Faruk Tekin, İlçe Milli Eğitim Müdürü Necmi Karaoğlan ile öğretmen çifti ziyaret ederek, yaptıkları fedakar çalışmalardan dolayı teşekkür etti ve önceki hasattan elde edilen ürünler ile yapılan konserve ve turşuları satın aldı.
Tekin, köy okulunda yapılan çalışmaları görünce çok etkilendiğini belirterek şunları söyledi: “İşin güzel tarafı öğretmenimiz buraya hayat vermiş. Kurduğu bu bahçe ile çok güzel tarım yapılabileceğini, her şeyin burada yetişebildiğini bize göstermiş. Elde ettiği gelirle de okulun ihtiyacını karşılıyor. Yani bir anlamda burada kendi döner sermayesini oluşturmuş... Özellikle bu pandemi sürecinde bu da gerçekte çok güzel bir örnek olmuş.”
Öğretmen Eren Oruç, köye ilk gittiğinde imkanların kısıtlı olduğunu, dağ köyü olduğu için ulaşım, su ve elektrikte sıkıntılar yaşadıklarını, bahçede organik tarım yapmaya karar verdiklerini belirterek şöyle devam etti:
“16 çeşit meyve ve sebzemiz var. Karpuz, kavun, havuç ve sivri biber gibi ürünler var. Bu ürünlerimizi yazın yetiştiriyoruz. Konserve ve turşu da yapıp bunları satarak okulun ihtiyaçlarını gideriyoruz. Köylülerle artık bir aile gibi olduk. Ekmeğimiz, peynirimiz, tereyağımız ve yoğurdumuz köyden geliyor. Kendi ailemiz gibi, burada yabancılık çekmiyoruz.”