Neden bu noktada olduğumuza gelince, bir neden Ortadoğu ve dünyada dengelerin muazzam ölçüde değişmesi, karmaşıklaşması, diğeri ise, Türkiye’nin gerek iç siyaset, gerekse dış siyaset açısından kötü yönetiliyor olması.
Halihazırda, Kürt meselesinin kötü yönetimi ile Ortadoğu siyasetinin boşa çıkması da, Irak ve Suriye’de, fazladan çakışıyor.
Tüm bunlara tepki olarak Batılı müttefiklere terslenmenin hiçbir faydası yok, olmadığı da görülüyor. ABD ile ilişkilere nokta koymak, Almanya’yı İncirlik’ten atmak gibi radikal kopuş tehditleri, sadece Batılı müttefikleri değil, iki tarafı da zorlayacak aşırılık alametleri.
Batılı müttefiklerine karşı radikal tepkileri ise, onları ürkütmekten ziyade Türkiye’den uzaklaştırıyor, Ortadoğu’da oyun dışına itiyor.
Tüm bu gerçekler ortada iken, ABD’nin Türkiye’nin taleplerine kulak asmasını beklemek tam bir şuursuzluk örneği. Umutların yeni Başkan Trump’a bağlanması ise anlaşılır gibi değil, olsa olsa iktidar çevresinin dünya gerçeklerinden ne kadar bihaber olduğunun işareti.