Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) militanlarınca Niğde’de bir polis, bir jandarma ve bir yurttaşın öldürüldüğü saldırıya ilişkin iki kez ertelenen davanın sanıklarından Mehmet Aşkar’ın dava dosyasına giren ifadesinde, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) Suriyeli muhaliflere silah yardımı yaptığı iddialarına ilişkin çarpıcı bilgiler yer aldı.
Suriye’de patlak veren iç savaştan hemen önce MİT’le bağlantılı olarak muhaliflere silah sevkıyatı yaptıklarını belirten Aşkar, sınırda kendilerini yakalayan askerin hiçbir işlem yapmadan bırakmak durumunda kaldığını anlattı.
‘Polislere ilettim’
Cumhuriyet gazetesinden Ahmet Şık’ın haberine göre Aşkar, Niğde saldırısının zanlılarından Benyamin Xu’nun üzerinde bulunan bir cep telefonu numarasının üzerine kayıtlı olması nedeniyle gözaltına alındı.
25 Mart 2014 günü savcıya ifade veren Aşkar, söz konusu telefon hattını Reyhanlı katliamı davasında da adı geçen Suriyeli Türkmen Heysem Topalca’ya kardeşi Ghassam (Ömer) Topalca aracılığıyla verdiğini söyledi.
Adana’da Heysem Topalca’ya gittiği iddia edilen el yapımı roket başlıklarının ele geçirilmesi sonrasında, Antakya polisinin ifadesine başvurduğunu belirten Aşkar, “Kendilerine durumu anlattım ve başımın belaya girmesinden ötürü hattı kapattıracağımı söyledim. Ancak polisler Topalca’yı takip etmelerinin önemli olduğunu söyleyerek hattı kapattırmadı. Ben de irtibatı kesmedim ve kendisinden öğrendiğim bilgileri polislere ilettim” dedi.
Aşkar ayrıca Topalca’ya roket başlıklarını sorduğunda, sevkıyatıyla ilgili izni olduğunu söylediğini aktardı.
Sıkıntı olmayacağını, bağlantılarının olduğunu söyledi
Dokuz yıldır tanıdığı Topalca’nın, Suriye Gövdal bölgesinde Türkmenlerden oluşan kendisine bağlı muhalif askeri birliği olduğunu duyduğunu ifade eden Aşkar, ülkede iç savaşın başladığı günlerde Topalca’nın kendisinden Ford Transit marka aracını geçici süreliğine istediğini kaydetti.
Nedenini sorduğunda Topalca’nın kendisine Suriye içerisindeki bir bölgeden bir başka bölgeye muhaliflere silah geçireceklerini söylediğini ifade eden Akşar, şöyle devam etti: “Esad güçleri nedeniyle silahları geçiremediklerini bu nedenle Suriye’den Türkiye’ye sokup Türkiye üzerinden tekrar Suriye’ye nakledeceklerini söyledi. Kendisine işin yasal olmayıp sıkıntılı olduğunu söyledim. Bana sıkıntı olmayacağını, bağlantılarının olduğunu söyledi.”
Jandarma aracı kontrol etmedi
Suriye tarafından alınan silahları iki araca yüklediklerini ve Güveçci karakoluna 2-3 kilometre uzaklıkta Suriye sınırındaki Nişrin köyüne götürdüklerini anlatan Akşar, bu sırada yanlarına gelen jandarma birliğinin izinsiz noktada ne yaptıklarını sorduğunu, Topalca’nın ise izinlerinin bulunduğunu söylediğini ifade etti.
Askerlerin kendilerini Nişrin bölük merkezine götürdüğünü ve bu sırada içeriğini bilmediği bazı telefon görüşmelerinin yapıldığını kaydeden Akşar, “Jandarmaların silahlardan bilgisi olup olmadıklarını bilmiyorum ama araçta herhangi bir kontrol de yapmadılar. Heysem de askerleri ikna etti ve askeri araçla sınıra yakın bir yere geldik” dedi.
NATO malı 100 tüfek
Silah yüklü araçların Kızılçat ve Böysün köyleri arasından Suriye’ye giriş yaptığını ve buradan gelen kişilerin araçları teslim aldığını belirten Akşar şunları söyledi: “Heysem silahların NATO malı 100 adet tüfek olduğunu ve silah taşıma işinin MİT’le bağlantılı olduğunu söyledi.”