Kitap raflarının karşısına geçip “Ne okusam?” diye düşünmek gündelik hayatın karmaşasından ve hızından kaçmak için yerinde ve keyif veren bir faaliyet. Ama kitapların çeşitliliği karşısında kararsız kalmamak elde değil. Kabul etmek lazım: Bir kitapta karar kılmak zor iş!
Diken bu hafta beş kitaba dikkatinizi çekiyor. Karar sizin. Şimdiden iyi okumalar.
Kitaptan stand-up gösterisi olur mu: Bir At Bara Girmiş – David Grossman
İsrailli yazar David Grossman pek çok yazarın elini atmadığı, hatta uzak durduğu bir alana dokunuyor bu kitabında: komedi ve alınganlım. Kitabı açıyorsunuz, bir komedi kulübündesiniz ve sahneye kahramanımız çıkıp size bütün hikayelerini anlatıyor. Hem de bir stand-up gösterisi olarak.
Cem Yılmaz gösterileri gibi gülmekten yere yatırmıyor sizi. Zaman zaman alındığınız, gücendiğiniz, kırıldığınız oluyor. Çünkü komedyen hayatın gerçeklerini okuyucuya aktarmaktan çekinmiyor. Anlattığı hikayelerde hepimiz varız.
Grossman’ın Uluslararası Man Booker Ödülü’ne layık görülmüş kitabı ‘Bir At Bara Girmiş’ duygu dalgalanmalarıyla bezeli, okurla iletişime geçmeye çalışan bir kitap.
Yeniden keşif: Fahrelnissa Zeid: İç Dünyaların Ressamı – Adila Laidi Hanieh
Fahrelnissa Zeid, Türkiye’de son yıllarda giderek tanınmaya ve popülerleşmeye başlayan bir sanatçı. Kabaağaçlızade Mehmed Şakir Paşa’nın kızı olarak 1901’de dünyaya gelen sanatçı farklı ülkelerde yaşamını sürdürdü. Ölümüne dek kendini sanata adayan Zeid, Türkiye’de 20’nci yüzyılın en önemli kadın sanatçıları arasında. İlk kişisel sergisini 1944 yılında Maçka’da yaşadığı apartman dairesinde açmış.
Eserleri geçen sene İstanbul Modern ve Tate Modern’de sergilenen Zeid hakkındaki bu kitap, eserlerine ve hayatına yönelik alışıldık bakışın dışına çıkmaya çalışıyor. Türkiye, Ortadoğu ve Avrupa resim sanatına ilişkin farklı bir kavrayış sunma iddiasındaki kitap, bir araştırma kadar roman gibi okunmayı da hak ediyor.
Distopyaya uzanan bir anlatı: Misafir – Nermin Yıldırım
Önceki kitaplarında hayatı sorgulatmaya çalışan hayat hikayeleriyle okurların ilgisini çekmiş bir yazar Nermin Yıldırım. ‘Misafir’de ise distopyanın sınırlarına doğru uzanmaya girişiyor. Baskıcı bir düzende, bir akıl hastanesinde ‘incitilmiş,’ tuhaf ama bir o kadar da tanıdık bir dünya kuran yazar, her geçen gün daha katı kurallarla yönetilen bir akıl hastanesini hem dramatik hem de muzip bir dille anlatıyor.
Gençler için ‘aydınlanma stratejisi’: Radyo Benjamin – Walter Benjamin
Geçtiğimiz yüzyılda kültüre kafa yoran düşünürleri sıralayacak olursak, Walter Benjamin’i ilk sıralarda saymamız gerekir. Onu kitaplarıyla tanıyoruz ama 1929-1933 arasında Frankfurt ve Berlin radyolarında 80’i aşkın yayın yaptığını biliyor muydunuz?
‘Radyo Benjamin’de bu programlarda yer alan metinlerin önemli bir kısmının yanısıra yazarın radyo hakkındaki yazıları ve eleştiri metinleri yer alıyor. Benjamin’in yaptığı gençlik programlarında ele aldığı okumalar, tiyatro oyunları ve yarattığı kurguların yer aldığı kitap, çocuklara ve gençlere farklı ve eleştirel bir ‘aydınlanma stratejisi’ sunuyor.
Kedilerin dünyası: Kedunya – Anna Starobinets
Bir varmış, bir yokmuş, günün birinde bir ev kedisi gönlünü bir sokak kedisine kaptırmış. Yaşadığı binanın 12’nci katından sokakları izleyen ev kedisi Baget, Mırrlana’nın kalbini kazanmak için geçmişe gidip atalarının kayıp diyarı Kedunya’da kedilere dokuz can veren çiçeği getirmeye çalışıyor.
‘Kedunya’, kedilerin modern mit haline geldiği günümüzde çocuklara kedilerin yaşamını mizahi bir dille anlatıyor.