AKP’li belediyeler ve kurtarma konularıyla ilgili kurumlar, uzun süredir benim her muhalif söylemimden sonra sanki AKUT siyaset üstü değilmiş gibi faturayı AKUT’a kesiyorlar ve AKUT’u baskılıyorlar. Bu baskıları yöneten kişi, Cumhurbaşkanlığı Kültür, Sanat Genel Koordinatörü ve Erdoğan’ın anonsçusu, 7/24 yanında bulunan ve 4 yıldır rüşvetle ve tehditle AKUT’u ele geçirmeye çalışan Orhan Karakurt’tur…
AKP’li bazı yerel yönetimler, Orhan Karakurt’un baskısıyla ve yönlendirmesiyle kendi bölgelerindeki AKUT ekiplerine binbir zorluk çıkarıyor, söz verdikleri destekleri iptal ediyor, yıllardır kullandığımız yerleşkelerimizden çıkmamızı, kendimize yeni yer bakmamızı istiyor, bize ihtiyaç duydukları operasyonları bile haber vermiyorlar. Kazazedelerin ve kayıp kişilerin hayatlarını tehlikeye atıyorlar. Hayat kurtarmaktan, gönüllülüğü ve karşılıksız yardımseverliği öğretmekten, sayısız faydalı ve güzel işlerden başka hiçbir yanlışı, hiçbir zararı olmayan AKUT’un kurtarmalarını ve çalışmalarını engellemek suçtur, vicdansızlıktır, makamın yetki ve sorumluluğuna aykırı davranmaktır…
Ne dersiniz, AKP çok istiyor diye, dağcı dostlarımla birlikte kurduğum, bunca yıl başkanlık ettiğim, yarısı AKP’nin çıkardığı zorluklarla ve engellerle boğuşarak geçen 20 koca yılda, gönüllü olarak ve çok az kamu kaynağı kullanarak, 1 kuruş menfaat elde etmeden buralara kadar getirdiğimiz, dünyanın her yerinde ülkemizi en iyi şekilde temsil edip uluslararası başarılar elde ettiğimiz AKUT’un başkanlığını bırakmalı mıyım?