Bir ülkenin adı yasaklarla anılır hale gelmişse işin tadı kaçmış, kaçıyor demektir. Yasaklı olmak, yasaklamak, yasaklanabilir olmak sadece ülkeyi yahut devleti değil toplumu da ilzam eder. O yasakların mağduru bizatihi toplum olsa da…
Acaba 28 Şubat’ı yaşayanlar, rollerin değiştiği bu sahneyi tebessümle mi, acı tebessümle mi izliyor?
Bağırış, çağırış yahut protesto değil. Düşenin elinden tutmayı geçtim, o da değil. Sadece, yasağa, baskıya bakıp hayıflanabilen, iç geçiren acı bir tebessüm…
Ne hazin ki haktan, hukuktan, hele vicdandan bahis açıldığında bir acı tebessüme dahi muhtacız bugün…
Mustafa Karaalioğlu’nun yazısı