Dün…
Diyarbakır’da, Sur’da, Yenikapı’da…
Yüzüstü yatıyordu orada..
Çatışmalara hedef olduğu için sahip çıktığı Dört Ayaklı Minare’nin kaldırımında…
Tarih 28 Kasım 2015 idi…
Avukattı, aydındı, iyi insandı, babaydı, barışı, halkların kardeşliğini savunuyordu…
İnsan hakları savunucusu, faili meçhul cinayetlerin takipçisi…
“PKK terör örgütü değildir” dedi televizyonda, düşündüğünü korkmadan söyledi, ifade özgürlüğünü kullandı.
Onun 1990’lardan beri “her kesime” barış, kardeşlik dediğini, silahlar sussun çağrısı yaptığını bilmeyenler, bilmemezlikten gelenler onu hedef gösterdiler.
Telefonla, mektupla tehdit ettiler…
Sonra öldürdüler.
Şimdi yine başlayacaklar…
Önce gerçek katili yani azmettiricisini saklayacaklar…
Sonra mahkemeyi sonucu belli bir “tiyatroya” çevirecekler…
Tahir Elçi’nin katilleri sanacaklar ki gerçeklerin peşini bırakacağız…
Ama bir avuç kalsak da Hrant’ın, Tahir’in gerçek katilleri bulunana kadar peşlerinde olacağız.