Seçim kampanyası boyunca MHP bir ‘gizli ittifak’tan söz etti: AKP ile HDP arasında kurulmuş (‘Barış Süreci’ çerçevesinde kurulu) bir ittifaktı bu. Seçimden sonra bir AKP- HDP koalisyonuna da dönüşebilirdi. Zaten bugün de MHP arada bir bu koalisyon için ‘kurulsun’ diyor.
Meclis Başkanı seçimiyle herkesin gözü ve dikkati MHP’ye doğru çevrildi. Baykal’a oy vermeme kararıyla MHP herkese ‘Nedir bu iş’ sorusunu sordurdu; ‘Yoksa o ‘gizli ittifak’ AKP ile MHP arasında mıydı?’
Şimdi, epeyce fazla olduğu anlaşılan tepkiler üzerine, MHP, ‘AKP’nin oyununu bozduğunu’ açıklamış. Ee, neymiş AKP’nin oyunu? Meğer Deniz Baykal AKP’nin ‘adamıymış’, onu seçtirmeyerek oyunu bozmuşlar! Şu anda seçilen kişi, son AKP hükümetinin Savunma Bakanı değil miydi? Deniz Baykal ondan daha da mı ‘AKP’nin adamı’ymış? Çok tuhaf, doğrusu.
MHP, AKP ile koalisyon kurma fikrine de pek iyi gözle bakmadığını beyan ediyor. Bu, anlaşılabilir bir tutum, çünkü AKP’nin icraatı bu partinin popülerliğini epeyce zedeledi. Bütün söylenenlerden sonra, gidip onunla koalisyon paylaşmak, yani bugünlerin gözde deyimiyle ‘koltuk değneği’ olmak, prestij getirmekten çok prestij götürecek bir yola girmek gibi görünüyor. Onun için, MHP’den bakıldığında, ‘CHP gitsin kursun koalisyonu. Onlar paylaşsın AKP’nin günahlarını. Biz ikisini de eleştirir, ‘ana muhalefet’ oluruz,’ denebilir; bunu demenin bir mantığı var.
CHP aslında böyle bir koalisyon içinde olmayı istiyor. Seçimden başarıyla çıktığı söylenemez, ama seçimin ardından kurulacak koalisyonda bulunması o başarısızlığı kısmen örtecek bir şey.
Tabii bu arada ‘iktidar’ olmanın, birçok MHP’linin gözünde de epey ışıltılı bir yanı olduğunu unutmayalım.
Bakalım, göreceğiz. Ama şu sıra MHP’nin tutturduğu siyaset yapma yolunun tuhaf bir yol olduğu ortada. Bu siyaset, şimdiye kadar ifade edilme biçimiyle, HDP’ye karşıtlık üstüne kurulu. HDP’yi görmediklerini söylüyorlar. Olabilir, daha önce duymamıştık, ama böyle bir göz hastalığı da olabilir.
Fakat şaşırtıcı olan, MHP’nin, politikasını, görmediği bir varlık üstüne kurması.