Başbakanın verdiği mücadele, kendi bildiği, genetiğine sinmiş yöntemlere dayanan bir varkalma savaşı.
Herhangi bir muhafazakâr “aile babası”nın evinde sahip olduğuna inandığı bir “otorite” ile, “doğrusu benden sorulur” tavrıyla dövüşüyor; koca bir topluma karşı böyle bir manevi donanımla sahneye çıkıyor.
“Yeni” olan, aslında bu “çok eski” şey. Çok eski olduğu için, toplumun bir kesiminin de hemen tanıdığı, hiç yadırgamadığı, öylece uyuverdiği bir üslûp.