Geçen hafta sosyal medyada Şeyma Subaşı’na hakaret ettikleri gerekçesiyle üç kadın gözaltına alındı. Üç kadın yalnız değil; gazetelerin ‘hakaret şebekesi’ adını verdiği küfürbaz grubu, 15 kişiden oluşuyor. Bu kişiler 9 Aralık 2016’dan bu yana düzenli ve sistemli olarak Şeyma Subaşı’na hakaret ediyorlarmış.
Savcılığın ‘gözaltı’ kararını pek anlayamadım. İfade için çağrılmışlar da gelmemişler mi? Yargı düzenimiz o kadar politik hale geldi ki bunun altında da benzeri bir ‘saik’ var gibi geldi bana. Ama konumuz bu değil.
Sosyal medyada, hiç tanımadığı insanlara hakaret etmek için yanıp tutuşan öyle çok kişi var ki… Ve bu sadece bize özgü bir sorun değil, medeni saydığımız ülkeler için de geçerli bir durum.
Geçen yıl İngiltere’de Demos tarafından Twitter kullanıcıları arasında bir araştırma yapıldı ve üç haftalık dönemde ‘slut’ (şıllık/sürtük) ve ‘whore’ (fahişe) kelimelerinin 200 bin kişiye gönderildiği tespit edildi. Aynı dönemde 6 bin 500 kullanıcının da 10 bin adet ‘taciz-hakaret’ mesajına muhatap olduğu ortaya çıktı. Kadınlara yönelik hakaret mesajlarını atanların yarısının kadın olduğunu söyleyeyim.