Çok açık ki Macron, çağımızın özgürlük diliyle asla uyuşmayan Jakoben tavrıyla toplumdaki laiklik duygularını köpürtüp nefreti körükleyerek iki yıl sonraki seçimler için Le Pen çizgisindeki faşist sağa göz kırpmaktadır. Müslümanlar açısından bu tavrı eleştirmekten daha doğal bir durum olamaz. Ama Macron’un bu nefret söylemini eleştirmenin yolu, ‘zihinsel tedavi’ benzeri ifadelerle onu aşağılamak değildir.
Kabul etmek gerekiyor ki bu dil, bütün İslamofobik çevrelerin faşist ittifakını tahkim eden ve onlara hayat veren bir dildir… Oysa esas yapılması gereken, Batı’daki özgürlükçü çevrelerin elini güçlendiren ve onları jakoben zihniyete karşı teşvik eden bir dil geliştirmektir.