Sonuç itibariyle bizzat genel başkan, partinin toplum nezdinde bir yıpranmışlık, yorgunluk algısı oluşturduğunu görmüş olmalıdır ki doğrudan müdahale etme gereği duymuştur. Ancak burada esas önemli mesele; acaba sadece teşkilatlarda mı bir yorgunluk vardır, yoksa AK Parti’nin kuruluş felsefesiyle topluma deklare ettiği evrensel standartlardaki özgürlükçü, demokrat ve değişimci söylemin pırıltısı mı azalmıştır, bunu iyi analiz etmek gerekiyor.
Şunu hiçbir komplekse kapılmadan ifade etmek gerekiyor ki, tıpkı kuruluş ilkelerinde olduğu gibi evrensel standartlardaki demokratik değerleri savunan, hukukun üstünlüğünü önemseyen, bu ülkedeki herkesin hakkını, hukukunu koruma konusundaki hassasiyetini daha da zenginleştiren bir AK Parti Türkiye için bir ihtiyaçtır ve de elzemdir.