Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘ev ziyaretleri’ hamlesiyle yeni bir arayış başlatmış bulunuyor. Erdoğan geçtiğimiz hafta Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk’ü evinde ziyaret etti ve çıkışta Asiltürk’le ‘seçim ittifakı’nı da ele aldıklarını söyledi. Saadet Partisi çevresi bunu ‘nezaketsiz’ bir tutum olarak değerlendirdi. Çok doğaldır ki partinin kurumsal yapısını es geçerek arka kapıdan ortaklık arayışına girmek siyasi teamülleri zorlayan bir davranıştır. Ama şu da bir gerçek ki AK Parti-MHP koalisyonunun Saadet Partisi’ne şiddetle ihtiyacı var. Oy anlamında değil belki ama, Saadet’i ‘demokrasi ittifakı’ndan koparmanın sembolik değeri son derece önemli…
Ama unutmamak gerekiyor ki Saadet Partisi ilkeli bir parti, dolayısıyla Oğuzhan Asiltürk istedi diye Cumhur İttifakı’nın mutluluğu için ilkelerinden vazgeçmesi beklenmemelidir. Eğer hatırlarsak, gerek 24 Haziran genel seçimleri, gerekse yerel seçimler öncesinde de Saadet Partisi’ne benzer teklifler yapılmış ve sonuç vermemişti. O günlerde bizzat Temel Bey’in ağzından mealen şu cümleleri hatırlıyorum: “Bizim hukukun üstünlüğü, hak-hukuk, adalet ve özgürlük gibi temel ilkelerimiz var. Bu ilkeler çerçevesinde herkesle birlikte olabiliriz, ama gördüğümüz kadarıyla AK Parti’nin artık böyle bir derdi yok.”
Eminim bugün de somut bir teklif gelse Karamollaoğlu yine aynı ilkeleri dillendirecektir. Ama Cumhur İttifakı hukuk, adalet ve özgürlük gibi değerlere itibar etmediği için doğal olarak böyle bir ittifak mümkün olmayacaktır.