Yargıya olan güveni tesis etmenin, adalet duygusunu güçlendirmenin yolu da, ölçüsü de bellidir: Evrensel hukuk ilkeleri ne diyorsa o…
Unutmayalım ki, siyasi iktidarlar zaman zaman hatalar yaparlar. Sonuçta seçim olur ve herkes sandıkta hesabını verir. Ama eğer adaletin terazisi şaşarsa, bunun telafisi mümkün değildir ve sonunda hepimiz kaybederiz.
Son yüzyıllık tarihimiz içinde bile adalet terazisinin şaştığı yargı kararları yüzünden bu toplumun ne tarifsiz acılar yaşadığını hepimiz biliyoruz.
Hiçbir tanığın dinlenmeden kararların verildiği İstiklal Mahkemeleri, “Sizi buraya tıkan kuvvet böyle istiyor” mantığı ile Menderes ve arkadaşlarını idama götüren Yassıada mahkemeleri ve son olarak Ergenekon-Balyoz davalarındaki kumpas görüntüleri…
Tarihimizde yaşanan bu derin adalet yaraları da göstermektedir ki, yargının bağımsızlığı fevkalade önemlidir.
Elbette bu sadece “Yargımız bağımsızdır” söylemiyle sağlanabilecek bir iş de değildir. Bizzat adalet dağıtıcıların uygulamaları toplumsal vicdanda karşılık bulmalıdır.