Hasan Cemal, Murat Belge, Ahmet İnsel, Mehmet Altan, Şahin Alpay, Cengiz Çandar ve tüm o şüreka artık bana tek bir kişi olarak görünüyor. Kazara birisinin yazısına denk geldiğimde, o mahallenin ruh durumuna dair bilgiye sahip oluyor zaten insan. ‘Güvenilirlik ne kadar değerli bir şey’ diye düşünüyorum.
Hasan Cemal geçenlerde bir yazı yazmış, yeni okudum. Garp cephesinde yeni bir şey yok anlaşılan. ‘Özgürlüklere ahlaki tarif ya da etek boyu yasağı’ isimli bir ‘başyapıt’ dikkatimi çekiyor, tıklıyorum. Cemal, Ahmet Davutoğlu’nun ‘Biz bütün özgürlükleri yeni bir ahlaki formasyonla buluşturacağız’ sözünü alıp, İTÜ Geliştirme Vakfı Özel Ekrem Elginkan Lisesi yönetiminin okulda eteği yasaklamasına bağlamış.
Ahmet Davutoğlu’nun kast ettiği siyasi bağlama dair ahlak. Yani özel alana dair olanı değil. Ama Cemal bunu bağlamından koparıp altına (tabii ki Hürriyet’in yaptığı) bir haberi koyarak yaşam biçimlerinin tehlikede olduğunu ispatlamaya çalışıyor.
Cemal’in formülüne göre çoğunlukçu olan etekçiler, azınlıkta kalan pantolonculara galip geldi. Yine Cemal çoğunlukçuluk eleştirisi ve bu örneğe göre Erdoğan Türkiye’sinde yaşam biçimleri tehlikede ve baskı altında olanlar eteği değil, pantolonu savunanlardır. Cemal’in kategorik aklına göre dindarlar yani…
İşte böyle böyle saçma sapan herzelerle bu laikleri çıldırttılar, onları tamamen nesne haline getirdiler. Su yüzüne vuran yaşam biçimlerine dair tehlike değil, bu ‘aydınların’ yıllarca halkı nasıl yanılttığı aslında.
Ama o bir kere olur.