Manisa’daki antik kent kazısında bir lahit parçası bulundu. Önceki buluntularla birleştirilen parça, bir eğitmene ait 2 bin 200 yıllık mezarı ortaya çıkardı.
Yunusemre ilçesinde kazı çalışmaları devam eden Aigai antik kenti, Anadolu’nun batısında kurulan 12 yerleşim alanından biri. Kent, 2 bin 800 yıllık bir geçmişe sahip.
Kazıların yüzde 80’i tamamlandı. Yeni bulunan lahit parçası ise kazının tarihi anlarından biri olmaya aday. Zira lahit parçasının, 2 bin 200 yıllık bir mezara ait olduğu anlaşıldı.
Mezar sahibi üç kez ‘onurlandırılmış’
Kazı başkanı Celal Bayar Üniversitesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Yusuf Sezgin, bulunan parçanın, 2004’ten bu yana ortaya çıkarılan parçalarla birleştirildiğini söyledi.
Birleştirilen parçaların 2 bin 200 yıllık bir mezarı gün yüzüne çıkardığını aktaran Yrd. Doç. Dr. Sezgin, şu bilgiyi verdi: “Mezarın üzerinde üç tane çelenk var, bunların da ayrı ayrı anlamı. Çelenkler bu mezarın içerisinde bulunan kişinin üç defa onurlandırıldığını gösteriyor. Çelenklerin içerisinde ise onurlandıran kişilerin isimleri yazıyor. Çelengin biri ‘Neoi’ yani gençler tarafından onurlandırıldığını, diğeri ise ‘Aiollida’ yani halk tarafından onurlandırıldığını bize gösteriyor. Mezarın üzerindeki üçüncü çelenk ise yontulmuş. Bu nedenle üçüncü onurlandırmanın kimin tarafından yapıldığı tespit edilemedi.”
Lahit, eğitmene ait
Lahitin üzerinde parşömen, papirus ruloları ve yazı takımlarının olmasının, mezarın bir öğretmen veya eğitmene ait olduğunu gösterdiğini aktaran Yrd. Doç. Dr. Sezgin şunları söyledi:“Antik çağlarda kentlerde Neoi Gymnasion’un denilen gençlerin gittiği okullar var. Buradan da anladığımız kadarıyla bu mezarın içerisinde yatan aslında Neoi Gymnasion’un baş hocası. Antik çağda da buna ‘Gymnasiarkhos’ deniliyor. ‘Gymnasiarkhosluk’ önemli bir görev. Bir yandan kamu kaynakları ile okullar çalıştırılıyor ama kamunun yetmediği yerde ise gymnasiarkhoslar kendi servetlerinden para koyarak, okul ile ilgili gerekli yatırımları gerçekleştiriyorlar. Zaten onurlandırılmasının nedeni de bu olsa gerek.”
‘Bu bir ilk’
Sezgin, kazıya başladıklarında lahitin parçalar halinde etrafa dağılmış halde olduğunu, kendilerinin birleştirdiğini ifade ederek, bugüne dek okul müdürüne ait bir lahit örneği bulunmadığını söyledi.