KEMAL GÖKTAŞ
[email protected] / @kemalgoktas
Kanun hükmünde kararnameyle (KHK) ihraç edilmeden önce Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde asistan olarak çalışan KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen’e, sosyal medya paylaşımları nedeniyle verilen disiplin cezası ikinci kez mahkeme tarafından iptal edildi. Daha önce yürürlükte olmayan disiplin yönetmeliğine dayanılarak verildiği için iptal edilen disiplin cezası, bu defa da Ankara Üniversitesi Rektörü Erkan İbiş’in yetki aşımında bulunduğu gerekçesiyle iptal edildi.
Ne olmuştu?
Gezen hakkında 2015 yılında Twitter mesajlarıyla ilgili olarak disiplin cezası verildi. Ancak Anayasa Mahkemesi’nin Yükseköğretim Kanunu’nun ilgili maddelerini iptal etmesi nedeniyle dayanaksız hale gelen Yükseköğretim Disiplin Yönetmeliği uyarınca verilen bu karar Ankara 14. İdare Mahkemesi tarafından iptal edildi. İptal kararı Danıştay tarafından da onandı.
Ancak ceza vermekte ısrarcı olan Ankara Üniversitesi rektörlüğü, Gezen’e sosyal medya paylaşımlarının ‘hizmet dışında ancak üniversite mensubu olarak taşıdığı resmi sıfatın gerektirdiği itibarı sarsacak nitelikte’ olduğu gerekçesiyle yeniden soruşturma açtı. Rektör İbiş, soruşturma raporuna dayanarak Gezen’e 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125’inci maddesine dayanarak ‘kınama’ cezası verdi.
Rektörlük kararına karşı dava açan Gezen, disiplin cezasının yasal dayanağı bulunmadığını, disiplin cezasının hangi eyleme ilişkin verildiğinin açıklanmadığını ve zamanaşımı süresi geçtikten sonra soruşturma açıldığını belirterek dava açtı.
İbiş yetkisini aştı
Ankara 13’üncü İdare Mahkemesi kararında ‘disiplin cezasının kurum amiri olan Enstitü müdürü tarafından verilmesi gerekirken rektör tarafından verildiği’ belirtilerek şöyle dendi: “Rektörün bütün üniversitenin disiplin amiri olduğundan herkes hakkında soruşturma açma yetkisi bulunduğu ancak ceza verme yetkisinin bulunmadığı dikkate alındığında, Rektörlük tarafından kırama cezası verilmesinde yetki bakımından hukuka uyarlık bulunmamaktadır.”
Karar, bire karşı iki oyla alınırken üye Ali Çopur, rektörün yetkisini kullandığını, disiplin cezasının esasına ilişkin bir karar verilmesi gerekirken usulden ret verilmesi kararına katılmadığını belirterek muhalefet etti.
Gezen: İbiş kıyımın bayraktarı
Gezen kararı Diken’e değerlendirdi:
“Geçirdiğimiz bu soruşturma süreci, aldığımız disiplin cezaları, rektörlüğün istemiyle hakkımızda açılan, bir olaydan üç ayrı ceza davası çıkarılan dava aslında Ankara Üniversitesi’nde yaşanacak tasfiyenin de başlangıcı niteliğindeydi, bugün bunu daha net görebiliyoruz. AKP’nin yanında olduğunu açıkça göstermekten çekinmeyen, akademik özerkliği, bilimsel özgürlüğü hiçe sayan rektör Erkan İbiş, OHAL’in ilanı ve KHKlerin çıkarılmasıyla birlikte kanaate dayanarak, hiçbir somut delil ve haklı gerekçe olmaksızın benimle birlikte meslektaşlarımı, arkadaşlarımı, sendikal faaliyet yürütenleri attırdı. Bu tasfiye ve akademik, entelektüel kıyımın bayraktarlığını yaptı.
Bugün üniversite içinde yayınladığı ‘akademik özgürlük’ vurgulu genelgeler yaptıklarını da bu ülkenin akademisine, bu toplumun kendisine yaptığı kötülükleri de unutturamaz.
Bugün hukuk fakültesinde kadınların girmesinin yasak olduğu etkinlikler düzenleniyorsa, ellerinde kesici aletlerle kampüs basanlar değil, üniversiter değerleri savunanlar cezalandırılıyorsa, düşünce ve ifade özgürlüğü, bilimsel özgürlük, akademik özerklik yok sayılıyorsa her fırsatta soluğu Saray’da alan rektör baş sorumlusudur… Atılmamıza dayanak yapılan her şey bir bir çöküyor, er ya da geç biz o kampüslere döneceğiz, bütün bu hukuksuzlukların altında imzası olanlar da yaptıklarının hesabını adalet önünde verecek.”