Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ‘fahri’ danışmanı Etyen Mahçupyan, HDP’nin seçimlere parti olarak girme kararını değerlendirdiği yazısında, seçim sürecinin gidişatının bir AKP-MHP koalisyonuna işaret ettiğini yazdı.
‘HDP, AKP karşıtlığını tercih etti’
Akşam’daki köşesinde ‘HDP’nin ‘akıllı’ siyaseti’ başlıklı yazısında, HDP’nin seçimlerden önce önünde iki farklı seçenek bulunduğunu belirten Mahçupyan, bunlardan birinin çözüm sürecini sahiplenmek, diğerinin de AKP karşıtı koalisyonun bir parçası olmak olduğunu savundu.
HDP’nin ikinci yoldan gitmeyi tercih ettiğini kaydeden Mahçupyan, “Bu tercihin uzantısı olarak bugün Bölgedeki oy ancak silah eşliğinde ve doğrudan tehditlere dayanan baskılarla artırılabiliyor. Batıdan oy almaya muhtaç kalınması ise Demirtaş’ı neredeyse oynak bir sahne sanatçısı kıvamına getirdi” diye yazdı.
‘Gerçekçi ve tabii olan AKP-MHP koalisyonu’
HDP’yi, AKP karşıtı söyleminin çözüm sürecini nasıl etkileyeceğini hesaplamamakla itham eden Mahçupyan, HDP’nin barajı geçmesi durumunda AKP’nin çoğunluğu elde edemeyeceğini belirtip koalisyon ihtimallerine değindi.
Mahçupyan, her partiye sorulan en önemli sorulardan biri olan ‘koalisyon tercihleri’yle ilgili şunları yazdı:
“Diğer taraftan HDP söyleminin ilginç bir sonucu var. HDP açıkça AKP’ye karşı olduğunu, Erdoğan’ı başkan yapmayacağını söylüyor. Ancak bunun çözüm sürecini nasıl etkileyeceği hakkında hiçbir değerlendirme yapmıyor. Eğer HDP barajı geçer ve örneğin AKP de Meclis çoğunluğunu elde edemez ise acaba karşımıza nasıl bir siyasi gündem çıkar? Üç partinin koalisyonu saçma bir hayalden ibaret. Şu seçim süreci bile hangi koalisyonun gerçekçi ve ‘tabii’ olduğunu ortaya koyuyor. Bu bir AKP/MHP koalisyonu olacaktır”
‘Çözüm süreci biter’
HDP’nin barajı geçmesinin, çözüm sürecini rafa kaldıran bir siyasi ortam yaratacağını savunan Mahçupyan, bu durumda AKP’nin içinde çözüm sürecine karşı olan seslerin baskın çıkacağını yazdı.
Mahçupyan, şöyle devam etti: “Kürtlerin yerel yönetim ve dile ilişkin talepleri muhtemelen birkaç yıl daha beklemeye alınacak ve herhalde kimse bunun kabahatini AKP’de bulamayacak. Hatta AKP içinde de çözüm sürecine pek sıcak bakmayanların daha etkili olacakları bir dönemin kapısının açılması şaşırtıcı olmaz.”
AKP ile işbirliğini reddetmenin maliyeti çözüm süreciymiş
HDP’nin stratejisinin uzun vadede AKP’nin yeniden yüzde elli oy oranını aşmasına yol açabileceğini kaydeden Mahçupyan, “Buna karşılık eğer yeniden silaha dönüleceği veya ‘sivil itaatsizlik’ adı altında hükümetin kışkırtılması ile yerel iktidarın güçlendirileceği sanılıyorsa, bu HDP’nin henüz Kürtleri pek tanımadığına işaret eder ve bu tablonun sonucu bir sonraki seçimde AKP’nin belki de yüzde elliyi geçmesi olur. Ama o AKP şimdikine benzer mi, yoksa başka bir şeye mi dönüşür bunu kimse bilemez… “ diye yazdı.
HDP’nin stratejisinin AKP’yi olanca aşağı çekmek olduğunu savunan Mahçupyan, yazısını şöyle tamamladı:
“Ne var ki HDP’nin stratejisi tam da bu… Barajı geçmek, AKP’yi olabildiğince aşağı çekmek ve bu arada da AKP ile işbirliğini reddetmek. Bu çizginin maliyetinin çözüm sürecinden feragat olduğunu da gizleyerek… Bakalım Kürtler bu ‘akıllı’ siyaseti ne kadar ikna edici bulacak…”