Benim neslimden pek çok insanın tutkuyla gazeteciliğe bağlanmasını sağlayan Uğur Mumcu’nun katledilişinin 27’inci yıldönümüydü dün. Ve bugün Karaburun’da Atatürkçü Düşünce Derneği’nin etkinliğinde Mumcu’yu anıyor, Mumcu’ları arıyoruz!
21. Yüzyıl’da gazetecilik denilince, ilk akla gelen yeni iletişim teknolojileriyle yeni medya mecralarının ortaya çıkışı ve gazetecilik pratiklerinde yaşanan değişimler oluyor.
21. Yüzyıl liberal iletişim kuramlarının medya ve demokrasi arasında kurduğu ilişkinin sakat olduğunun en net görüldüğü ve en fazla sorgulandığı dönem oldu. Medya, vatandaşları doğru bilgilendirmiyor ve böylece doğru bilgilendirilmiş vatandaşların doğru tercihleriyle otomatik olarak demokrasiyi mümkün kılmıyordu!
Sonuçta, yenisiyle eskisiyle medya da bir mücadele alanı. O alanda, gerçeğin peşinde koşan gazeteciler olduğu gibi, kalemini siyasal ve ekonomik gücün hizmetine sunanlar hep olacak. Mumcu bizler için bir rol modeliydi. Şimdilerde o rol modelleri de kalmadı. O yüzden, gazeteciliğin gerçeğin peşinde koşmak olduğunu, bunu becerebilmenin cesur ve örgütlü olmaktan geçtiğini gösteren Mumcu’ları gün geçtikçe daha çok arıyoruz!