Birinci soruya da ‘belgeli’ bir cevap vermiş olmanın rahatlığı içinde ama, “İşte bu İngilizcesi, bu da Türkçesi” diye ekrana gösterdiği iki kağıdın hangisi İngilizce hangisi Türkçe ben göremedim. Belgede yazanın ne anlamada geldiğini da anlamadım: Sinovac, “Bedavaya verdik ama parasını aldık” demiş! Sinovac’ın rüşvetli müşvetli mahkeme kayıtlarına geçmiş şöhretini de anımsayınca, oradan gelen ‘belge’nin üstüne de epey gölge düşüyor zaten.
Neyse, benim Koca adına üzüldüğüm, ikinci sorunun AKP kongreleriyle ilgili kısmıydı!
Ikındı sıkındı bakan, yüzüne zoraki bir gülümseme ifadesi koymaya çalıştı, terledi biraz. Ya da onun adına ben bunları hissettim. Sonra; kalabalıklardan kaçınmak lazım, baştan beri bunu söylüyoruz, şimdi de hatırlatıyorum anlamında bir şeyler söyledi ve “Daha fazlasını söylersem, fazla olur!” dedi.
Anladınız siz onu!