Artık önemli bir siyasal aktör olan İmamoğlu; memleketin psikolojisine ve sosyolojisine uygun olanın parlamenter sistem olduğunu, “ancak Türkiye’nin yol haritasının ne olması gerektiğine şeffaf bir şekilde halka sorularak karar verilmesi gerektiğini” söyledi.
Yeni parti çalışmasına hız vermiş olan Davutoğlu eskiden savunuculuğunu yapıp gerçekleşmesinde rol oynadığı başkanlık sistemi konusunda şimdi ne düşünüyor, bilmiyorum. Ancak, adı bir başka parti hazırlığı ile anılan Ali Babacan’ın düşünceleri konusunda duyumlarım var.
Öncelikle; Davutoğlu ve Babacan’ın ayrı yürüdükleri kesin. Babacan ve çevresinin hedeflediği ANAP benzeri bir merkez partisi ve Babacan’la birlikte olanlar Davutoğlu’na şiddetle karşılar. Gül’ün de Babacan’ı desteklediği ama arka planda kalacağı zaten yazılıp çizilmişti.
Kuruluş yıllarında AKP’yi ülkedeki iş dünyasına anlatan iki kişiden biri olan Babacan’a, Türkiyeli iş insanları arasında o günlerden gelen bir sempati var. Bunun yanına dışarıdaki kredisini de koymak lazım.