CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, HDP’li 10 vekilin tutuklanmasına ilişkin, “Seçimle gelenleri ancak seçimle gönderirsiniz” sözlerine ekleme yaptı: “Seçimle gelen ‘Ben savcıya gitmem, ben ifade vermem’ diyemez!”
CHP bildirisine peş peşe tepkiler
Kılıçdaroğlu, HDP’li vekillerin sabaha karşı gözaltına alınmasının ardından “Seçimle gelenleri ancak seçimle gönderirsiniz” demiş, ancak HDP’yi ismen zikretmemişti.
Partinin yayınladığı bildiride ise HDP’li vekillerin tutuklanmasıyla ilgili “Milletvekillerinin tutuklanması Anayasa ve AYM içtihatlarına aykırıdır” denmiş, AKP’nin böylece teröre hizmet ettiği öne sürülmüştü.
Başbakan Binali Yıldırım, CHP bildirisini ‘kepazelik’ diye niteleyerek, “Bu kafayla sittin sene iktidar olamazsınız” demişti.
CHP’nin bildirisine son tepkiyi MHP lideri Devlet Bahçeli göstermişti: “CHP’nin bu kampanyanın başını çekmesi ve bölücü hainlere destek olması siyasi tarihimize kara leke olarak geçmiştir. CHP’nin bölücülerin avukatlıklarına soyunması mazur görülemeyecektir.”
‘Türkiye, Kuzey Kore’ye benziyor’
Grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu, hüküm kesinleşmeden bir milletvekilinin tutuklanmasının yanlış olduğunu ve Anayasa’nın ihlal edildiğini söyledi.
CHP lideri şöyle devam etti: “Türkiye, Kuzey Kore’ye benziyor, orada da bir diktatör var, kendi dünyalarını yaşıyorlar. Diyorlar ki; ‘Efendim herkes bize düşman’. Almanya, Fransa, ABD, AB, Rusya, Japonya düşman. Ben merak ediyorum? Birleşmiş Milletler de mi bize düşman? Bizim de temsil ettiğimiz, dünyanın tüm devletlerinin olduğu BM ‘Türkiye’de hükümetin bir yandan OHAL ilan edip insan hakları sözleşmesinin bazı maddelerinin askıya alınmasından endişe duyuyoruz’ diyor. Dünyada en çok gazetecileri hapse tıkan ülke Türkiye. Bir de nerede birinciydik? İş kazalarında. Dönüp millete ‘Demokrasi var’ diyorsunuz. Er, erbaşlar, astsubaylar hapiste. Bunların ne günahı var, öğrencilerin ne günahı var?”
‘Bunları Kandil’e gönderen kim?’
HDP’li vekilleri kastederek kullandığı “Seçimle gelen seçimle gider” sözlerine açıklık getiren Kılıçdaroğlu, iktidara yakınlığıyla bilinen medya kuruluşlarına yüklendi.
CHP lideri şöyle devam etti: “Ben ‘Seçimle gelen seçimle gider’ dedim, bu havuz medyası ve onların ekibi blok halinde ‘Vay sen bunu nasıl söylersin’ dedi. Şunu mu söylemeliydim: ‘Seçimle gelen darbeyle gider’ mi demeliydik? Saraya bağımlı beyinleri, oradan aldıkları talimat üzerine gereğini yapıyorlar. Seçimle gelen seçimle gider, yine söylüyorum. ‘Ben hukukun üstündeyim, her istediğimi yaparım’ diyemez. ‘Ben savcıya gitmem, ifade vermem’ diyemez. Gidecektin ifadeni verecektin, savunmanı yapacaktın. Hiç kimsenin böyle bir ayrıcalığı yoktur. Ben şahsen pek çok davada yargılanıyorum, gidiyorum hakkımı savunuyorum. Yargıdan kaçmak değil, eğer taraflı davranırsa otururuz eleştiririz. ‘Yolsuzluk yapanlar yargılansın’ diyoruz. Neden yargılansın? Biz onların da dokunulmazlıklarının kaldırılmasını istedik. Tutuklu vekiller için ‘Kandil uzantısı’ diyorlar. Allah aşkına bunları Kandil’e gönderen kim? Açıp tutanakları baksınlar. İmralı’ya kim gitti, kim izin verdi? Hükümetin gözetimi ve koruması altında gitmediler mi, başkanlık sistemini konuşmadılar mı?”
‘TIR’larca silah gönderdiler, TIR’larca’
AKP hükümetinin IŞİD’e yardım ve yataklık yaptığını savunan Kılıçdaroğlu, CHP’nin IŞİD’le ilgili verdiği soru önergesinin AKP oylarıyla reddedilmesini hatırlattı: “Sordum Binali Bey’e ‘Musul konsolosluğu basılıp 48 vatandaşımız rehin alındığında siz neden terör örgütü diyemediniz? Hangi milletvekiliniz ‘IŞİD terör örgütü değildir’ dedi? ‘IŞİD iyi ki varsın, Allah kurşununu azaltmasın’ da AKP’linin sözüdür. TIR’larca silah gönderdiler, TIR’larca.”