Antalya’daki bir karakolun üçüncü katından atlayarak intihar ettiği öne sürülen PKK şüphelisinin dosyasına gizlilik kararı getirildi.
Jandarmanın yol kontrolünde gözaltına alınan 19 yaşındaki Murat Araç’ın 15 Aralık 2017’de ilçe emniyet müdürlüğünde camdan atlayarak intihar ettiği bildirilmişti.
Mezopotamya Ajansı’ndan Berivan Altan’a konuşan ailenin avukatı Hadi Cin, savcılığın sulh ceza mahkemesinden gizlilik kararı aldırdığını söyledi.
Cin, belgeler, kamera kayıtları, fotoğraflar ve telsiz görüşmelerinin dosyaya eklendiğini belirterek bunlara gizlilik kararı nedeniyle ulaşamadıklarını, savcının olayı ihmal boyutuyla değerlendirip davayı da bu temel üzerine açmayı düşündüğünü kaydetti.
‘Talimat geldi’
Cin, gizlilik kararının ‘son anda’ alındığını savunarak şunları söyledi: “Biz dosyayı görmeye gittiğimiz an dosya sulh cezaya gönderildi ve gizlilik kararı alındı. Şeffaf olmaktan niye kaçınırsın, neyi saklarsın. Bırak dosyayı görelim. O telaştan sonra ben işin içinde bir bit yeniği olduğunu düşündüm. Savcıların bir dosyada gizlilik kararı verilip verilmemesiyle ilgili kanaatleri suç meydana geldiğinde ilk verilerle zaten anlaşılır. Eğer savcı bu dosyada gizlilik kararı almaya öteden beri inanıyorduysa bunu alırdı, hiçbir engel de yoktu. Ama biz oraya gittiğimiz de alma ihtiyacı duyuyorsa onun kendi iradesi ve dosya kapsamında ihtiyaç duyduğu bir şey değil, (kolluktan gelen) bir talimattır. Hiçbir şekilde gizlilik kararı alınmasını gerektiren bir durum yok. Tek bir boyut var, gizlilik kararı alarak neyi gizleyeceksiniz, neyi önleyeceksiniz o da soruşturmaya şüphe düşürüyor.”
‘Adli tıp raporu yetersiz’
Avukat, adli tıp raporunda da ciddi şüpheler olduğunu aktararak sözlerini şöyle sürdürdü: “Murat kafa üstü çakılmış. Bir insan ‘intihar’ için balıklama mı atlar? Yani 3’üncü kattan atlama niyeti olan gerçekten de ‘intihar’ olduğunu varsayalım; insan balıklama mı atlar? İkincisi bu genç, acaba kötü muameleden mi kaçtı? Bu konularda da şüpheler var. Yani düşmeye bağlı gelişecek lezyonlar ve onların olduğu saat itibariyle otopsi yapılan saatten geriye dönük ne kadar sürede bunların oluştuğunun tespit edilmesi gerekiyordu. Elde ve diğer yerlerde oluşan lezyonların hangi saat, ne zaman gerçekleştiği tespitlerine yer verilmesi gerekir. Yetersiz bir rapor. Şüpheler giderilmiş değil. Yeterli bir araştırma yapılıp, yapılmadığını savcılık işlemi bittikten sonra görebiliriz.”