Erdoğan kendisine “Başkan” denilmesini istiyor. Başkan’ın siyasi ömrü her siyasetçininki gibi nihayete erince, geride bıraktığı “kaftan” kimsenin üzerine oturmayacak ve iktidar durumu o andaki haliyle devam edemeyecektir. Mesele bu kadar basittir.
Mevcut iktidar durumunun toplumsal, sınıfsal ve idari ittifakları, payandaları, bu rollerini çıkarları icabı sürdürmek isteseler de boşlukta kalacaklar. Her ittifak, “orta direğinin” gücü ve sağlamlığı nispetinde yükselir ve ayakta durur. Orta direk, Başkan Erdoğan’dır. Sonrası, fetret devridir.
Bu iktidar, siyasi parti muhalefetinin çapsızlığı, güçsüzlüğü ve beceriksizliğinden bağımsız olarak kendi çıkmazının içinde yaşıyor.
“Sistem” diyorlar ya, ortada bir sistem falan yok. Futboldan mülhem özeti şu: “Bütün toplar Erdoğan’a”…
Devlet idaresinde “sistem” bütünüyle ortadan kaldırılıyor. Gerçek bir anayasal düzenin varlığından söz etmek imkânsız. 80 milyonluk koskoca, karmaşık ülke böylesine basit biçimde yönetilmek isteniyor.
Tek tesellimiz, bu iktidar durumunun şu an içinden geçen tarihsel döneme özgü sürdürülemez bir acayiplik olması…
Dolayısıyla, Türkiye’nin yarınlarına olan güvenimizi korumaya mecburuz.