Meclis Başkanı İsmail Kahraman, 18 Mart törenlerindeki tiyatro oyununda kadın oyuncuların sahneye çıkarılmadığını yalanladı.
Meclis’te düzenlenen Meclis Sohbetleri etkinliği kapsamındaki 18 Mart Çanakkale anmasında Devlet Tiyatroları oyuncuları bir temsil sahnelemişti. Kadın oyuncular, Kahraman’ın talimatıyla sahneye çıkartılmadıklarını, sadece seyircilerin arkasında durup şiir okumalarına izin verildiğini, kadın ve erkek oyuncunun sarıldığı anne-oğul vedalaşma sahnesine bile tahammül edilmediğini anlatmıştı.
Bir kadın oyuncu, Kahraman’ın temsil öncesinde, “Bayanlar çıkmıyor değil mi? Aferin” dediğini aktarmıştı.
İddiayı reddeden Meclis Başkanlığı ise “Kadın ve erkeklerden müteşekkil sanatçılar gösterilerini yaptı” demekle yetinirken kadın oyuncuların neden oyuna sahneden değil kenardan katıldığını izah etmemişti.
‘Dolu her taraf’
Dolmabahçe Sanat Galerisi’ndeki sergi açılışında konuşan Kahraman, yapılacak işin sadece Çanakkale Türküsü söylemek olduğunu belirterek söyleyenlerin arasında 16 kadın, 13 erkek toplam 29 kişinin olduğunu ifade etti.
Dokuz da ‘asker’ olduğuna dikkat çeken Kahraman, programın herkes tarafından alkışlandığını, memnun olduğunu kaydetti.
Meclis başkanı şunları kaydetti: “Arkasından şehitlik ruhuna sahip olmayan, tarih duygusuna sahip olmayan, Çanakkale’nin duygusunu bilmeyenler, ‘Meclis Başkanı ne yaptı biliyor musunuz…’ Ne yaptı? ‘Kadınları koymadı.’ Ya nasıl koymadı? O sahnede… Sahne yok ki. Sahnede zaten üç tane koltuk var. Orası sahne değil. Tiyatro eseri değil. Sadece marşın, türkümüzün söylendiği bir hadise. Devlet Tiyatrosu bir bildiri yayınladı, anlattı. Meclis Başkanlığı anlattı. Ruh, duygu, dürüstlük, şahsiyet, haysiyet lazım. Müthiş bir faaliyet yaptık. Hiç ondan bahsetmek yok. Çanakkale ruhuymuş, Gazi Meclis imiş… Hanımlar konmadı. Dolu her taraf.”
‘Seyit onbaşı ruhu lazım’
Kahraman, sözlerini şöyle sürdürdü: “Seyit onbaşı ruhu lazım. Her şeyi neden tutup da siyasi bir taraflara çekiyoruz? Neden bütünlüğümüzü sağlayıcı konularda bir arada bulunmuyoruz? Bu bizim mesleki eksikliğimizden de kaynaklanıyor olabilir. Türkiye’de satılmış yoktur, aldatılmış vardır. Mühim olan diyalogdur, birbirini anlamaktır. Sanata değer verse, sanatkar olsa insanlarımız, böyle haşinlik ve kabalığa itilmezler. Sanatı ve sanatkarIarı sevmeliyiz, sanata teşvik etmeliyiz. Dünyaya ad tanıtmalıyız. Sanatı tanıtmalıyız. Dünya çapında sanatkarlarımız var. İşte burada onların eserlerini göreceğiz.”
‘Zavallı bir güruh, inşallah düzelirler’
Meclis başkanı, konuyu haberleştirenlere de seslendi: “Durmak yok aynı tatbikata devam. Sanata değer veren bir insanım. Böyle ufak şeylerle, polemik mevzusu haline getirerek toplumu bölmek yanlış. Onlar da gerçeği bilirler inşallah. Diyalog. Diyaloğu da sanat sağlayacak. Karşılıklı konuşma, birbirine tahammül. Tahammül edeceğiz birbirimize. ‘Herkes illa benim gibi konuşacak’ olmaz. Bu faşizm. Herkes hürdür. Hür olarak yaşayacak. Türkiye’ye ötelere götüreceğiz. Önümüzü kesemeyecekler. Dışarıda adam besleyip Türkiye’nin içini karıştıran mikserlere imkan vermeyeceğiz. Gazetede okuduğum zaman kızmıyorum. Niye kızmıyorum? Acıdığım için. Zavallı bir güruh. İnşallah düzelirler. Bir bütünüz bir. Etle tırnağız. Bir arkadaşım ‘Televizyonda senden bahsettiler’ dedi. Bir başka arkadaşım ‘Gazeteyi okudun mu’ dedi. Okumadım. Ben yürürüm. İleri, daha ötelere. Birbirimize girmeyeceğiz. İlle bir 15 Temmuz olacak da mı kendimize geleceğiz? Beraber olacağız. Kendi sanatına, tarihine saygılı olacak.”