Burası Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi. Bu çirkin binayı yapan, yapmakla kalmayıp çok beğenip aydınlatan, en az dört bayrakla donatan, Atatürk’ün oldukça basit bir cümlesini üniversite duvarına kazımaya değer gören zihniyet elbette öğrenciler için bir masa, iki bank, üç güneşlik koymayı akıl edemezdi. Çünkü bu dalkavuk sefiller için genç ile davar arasında bir fark yoktur.’
Sen misin bu paylaşımı yapan? Linç ettiler Ali Nesin’i. Ellerine geçse bir bardak suda boğacaklardı. Hakaretlerin bini bir paraya gitti. Aşırı seküler, aşırı laik, acayip Atatürkçü, pek Kemalist, çok okumuş koca koca insanlar adamcağıza öyle küfürler ettiler ki literatür ağladı.
Eh, normal sonuç. Türkiye’deki putlarla mücadele ettiğin her an hakareti, küfürü, linçi göze alacaksın. Put sevicilik mahalle ayrımı yapmaz zira.
DTCF binası da, yakın zamanda yıkımına başlanan (ve belki de bitirilen) İller Bankası binası da 930’ların hiçbir halta benzemeyen ‘heyula mimari akımı’na ait çirkin ötesi binalar. Fakat değil mi ki bu binalar Türkiye’deki Kemalist envantere dahildir, nasıl olur da ağzını açıp eleştirebilir, aleyhlerine cümle kurabilirsin? Değil mi?