Hiç kimse düşünce biçimini, beynini iktidarın ve devletin bakış açısına göre formatlamak zorunda değildir. Bazı “beslemeler” için bu konforlu olabilir. Reislerine yaranmak için iki gün arayla, ne iki günü 8 dakika arayla birbirine zıt görüşleri de savunabilirler. Ama böyle bir düşünce ikliminin, nasıl bir cehennem yaratabileceğini 15 Temmuz sürecinde gördük.
Biz sorgularız, gerekirse tek başımıza kalsak da bedeli ne olursa olsun doğrularımızı savunuruz, eleştirimizi yaparız. Yanılırsak özeleştiri de yaparız. Eğer savunduğumuz bir parti varsa da cesaretle gider üye oluruz. Takiye yapıp, farklı görünüp, yurttaşları kandırarak siyasi yapıları ve devleti ele geçirmek şimdi en çok bu saldırıları yapanların işidir.
CHP İstanbul İl Başkanı’na ve muhalif birçok kişiye yapılan saldırılar tam da budur; devlete, iktidara ve hatta tek adama göre beyin formatlama dayatmasıdır.