Twitter’ın kapatıldığı, bazı muhalif TV’lerin susturulduğu, şirketlere baskınların yapıldığı, gösteri yapmanın bedelinin ölüm olabildiği bir ülkede demokrasi, ifade özgürlüğü ve hukuk rejimi kalmamıştır.
Söylenenlerden, yapılanlardan, çıkarılan yasalardan ‘nasıl bir Türkiye’ istendiği apaçık ortada. Bu Türkiye’de eleştirel fikirlere, itaat etmeyen insanlara, biat etmeyen gazetelere, şirketlere, sivil topluma yer yok.
Bu pazar dahil olmak üzere önümüzdeki bir yıl içinde yapılacak üç seçim, sistemin kalan son ‘emniyet supapları’.
Mesele seçimlerin adil, özgür ve yarışmacı karakterini muhafaza etmek.
Gelecek üç seçimde Türkiye bu geleneğini de bozmazsa sandıkla değişimin yolu açık demektir.
AKP dahil herkesin anlaması gereken bir gerçek var; Türkiye sosyolojisi ve ekonomisi otoriter bir rejime sığmaz. Demokrasi, özgürlük, farklılık ve refah talepleri engellenemez.
Aksi yönde gidiş çok tehlikeli.