İki ülkeye sınır komşusu olan İran Dışişleri Bakanlığı ve halen Ermenistan’ın sınır güvenliğini sağlamakla yükümlü olan Rusya Dışişleri Bakanlığı, ayrı ayrı ama neredeyse aynı cümlelerle çağrı yaptılar: “Durumu istikrara kavuşturmak için tarafları derhal ateşkese ve müzakerelere başlamaya çağırıyoruz!”
AB, AGİT, ABD ve NATO’dan da itidal, çatışmaların durdurulması ve sorunun görüşmelerle çözülmesi doğrultusunda çağrılar yapıldı. Böyle durumlarda yine alışılmış bir tablo var; herkes, sorunun çatışmalarla değil konuşarak çözülmesini istiyor! Ama burada bir farklılık var. O da Türkiye’nin tutumu! Çünkü Türkiye, uzun zamandan beri ırkçı milliyetçi odakların uydurduğu, “İki devlet bir millet” sloganında ifade edilen dış politika çizgisini; “Ermenistan ne yaparsa ne istiyorsa yüzde yüz haksız, Azerbaycan ne yapıyorsa ne istiyorsa yüzde yüz haklı” görmeyi ilke ediniyor. Nitekim Ermenistan ve Karabağ ile Azerbaycan arasında çatışmaların başladığının duyulmasından beri, Hükümet sözcülerinden AKP sözcüsüne, Cumhurbaşkanından Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı partilerine kadar malum milliyetçi odaklardan Azerbaycan’a tam destek açıklaması geldi.