Cumhurbaşkanı Erdoğan ve onun İBB Başkanı Adayı Yıldırım; iftar, sahur, “cami çıkışı”, sendika toplantısı, resmi ya da sivil, kamusal ya da özel etkinlik,…demeden her toplantının “baş konuşmacı”sı olarak çıkıp, hiçbir kural, yasa, hak-hukuk, siyasi ahlak,…gözetmeden, İstanbul’daki “tekrar seçimi” kazanmak için her olanağı tepe tepe kullanıyorlar.
Bu kadar çok yerde konuşmaya çağrılma, bu kadar çok toplantıda konuşma yaptıklarına bakınca, beyefendilerin çok rahat oldukları düşünülebilirse de gerçeğin tam tersi olduğu görülüyor.
Bu toplantıların büyük bir çoğunluğu “ayarlanmış” toplantılar. Ama “cami çıkışı” gibi, “esnaf ziyareti”, “çarşı-pazar gezmeleri”,…gibi toplantılar kontrol edilemiyor! Bu yüzden de gerek Erdoğan gerekse Yıldırım, bu tür “ayarlanmamış” toplantılarda, vatandaşın tepkisin ifadesi de olan sorularla ya da “Her şey çok güzel olacak” gibi İmamoğlu’nu çağrıştıran sloganlarla karşılaşıyorlar. Ve genellikle de böyle durumlardan mahcup olarak çıkıyorlar.