Aslına bakarsanız, bugün gelinen nokta Türk ekonomisine yön veren aktörlerin onayıyla yapılmış bir siyasi tercihin sonucu. 2001 yılında, yani daha AK Parti kurulmadan önce yaşanan -ama aynı zamanda AK Parti’nin de yolunu açan- ekonomik kriz karşısında alınan önlemler çerçevesinde Türk ekonomisi bir yola girdi mecburen.
Dış kaynaklara bağımlı bir büyüme modeli… sürdürülmesi aşırı hassasiyet gerektiren bir modeldi bu. Çünkü netice itibarıyla dünya piyasalarındaki likiditenin konjonktürel artış ve azalışlarından doğrudan etkilenen bir model bu.
Bu süreçte üretim ekonomisine ağırlık vermediğimiz, reel sektör olarak inşaatı esas aldığımız malum. İnşaat iç piyasanın canlı tutulmasının en kullanışlı enstrümanı. Ama sonsuza kadar aynı yoğunlukla sürdürülmesi zor.