Bütün bu hususlar bir yana, bugün İYİ Parti’de yaşanan keşmekeş ideolojik bir zemine veya siyaset yapma tarzıyla ilgili fikir ayrılıklarına dayanmıyor. Koltuk kavgasında birbirinin ayağını kaydırmaya uğraşan grupların ‘gerekirse gemiyi batırmayı da göze alan’ cüretkarlıklarına dayanıyor. Meral Akşener yaşananları partisine yönelik bir saldırı olarak yorumladı, Refah-Yol döneminde DYP’den ayrılan 43 milletvekilini hatırlattı, operasyon iması yaptı. Kuşkularında haklı olabilir ama partisini ‘dış operasyonlara açık’ hale getiren sorunlar da görmezden gelinemez ve bunlar bir an önce çözülemezse ileride daha ciddi problemler doğurabilir. Genel başkan ve yakın çevresinin bunu görmesi lazım.
İktidar cephesinin görmesi gereken de şu: Daha birkaç hafta önce ‘yerli ve milli’ olduğu tescil edilen, “Sizin yeriniz Cumhur İttifakıdır. Bitsin artık bu hasret. Dönün artık yuvanıza” çağrıları yapılan parti hakkında şimdi yeniden ‘FETÖ’nün İP’i’ diye başlıklar atılması siyaset değil. Bu çiğ yöntemler söz konusu partinin tabanının dağılmasını bırakın, daha da kenetlenmesini sağlar. Hem zaten iktidarın muhalefet partilerinden birinde çatlak oluşmasına bel bağlaması ve hatta bu partinin dağılması senaryosuna yatırım yapması absürt bir tutum. O parti dağılınca oraya oy verenler dönüp size mi oy vermeye başlayacaklar sanıyorsunuz?