İsrail her an Güney Lübnan’a saldırabilir. Suudi Arabistan aynı anda Yemen’e girebilir. İran, hesap bozucu biçimde, İsrail saldırmaya fırsat bulamadan Hizbullah’ı İsrail üzerine salabilir. S. Arabistan ve İsrail ile paralel biçimde Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)Katar’ı taciz edebilir.
İşte bunlar olduğunda ya da olurken Tahran doğrudan Dubai’yi vurabilir. İşte bütün bunlar olduğunda, bir süre sonra Irak’ın bir kez daha Kuveyt’i işgali bile gündeme gelebilir. İsrail aynı zamanda Suriye’nin Golan bölgesini işgal edebilir.
Savaş; Kızıldeniz çevresinden Basra Körfezi’ne kadar birçok cepheye aynı anda yayılabilir. Batı’da Lübnan, Güney’de Yemen, Doğu’da Katar ve BAE olmak üzere, Riyad’da doludizgin tasfiye yapan yeni kadro, üç cepheden ateşler içinde kalabilir. S. Arabistan yarımadasının çevresi büyük bir yangına dönüşebilir.
Ama bütün bunların ötesinde bir şey daha var. Asıl endişelenmemiz, korkmamız gereken o: Batı; bütün coğrafyayı imha etmeyi planlıyor. Yeni oyun bu imha planı üzerine kuruldu. Artık savaşlar, krizler devletlerle, bölgelerle sınırlı olmayacak. Yeni kriz bölgesel ve coğrafyanın tamamına yayılacak bir fırtına olarak servis edilecek.