O yıllarda AK Parti Genel Başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan ekonomiyi şu cümleler ile ifade ediyor: “Meydanlar açız açız diye bağırıyor, vatandaş pazarların atıklarını evine rızık olarak getiriyor, evinin kirasını – suyunun ve elektriğinin parasını ödeyemiyor…”
Ama o yıllarda ekonomiyi böyle izah ederken, geçen hafta salı günü AK Parti Grup toplantısında ise; izahımız şu şekildeydi: “Başbakanlığım döneminde IMF bizden 5 milyar avro borç istedi. Arkadaşlara da ‘Verin’ dedim. Gerek kamu borç oranında, gerek toplam borcun milli gelire oranında gerekse diğer borç kategorilerinin tamamında gelişmiş ülkelerden bile çok iyi durumdayız. Ülkemize, döviz kuru, faiz ve enflasyon üçgeninde kurulan oyunu bozduk. Hep ‘Bu faizi düşürmekten başka çare yok.’ diyorum. Faizi düşürdükçe enflasyonun düşeceğini söyledim. ‘Bu olduğu zaman büyüme hızlanır’ dedim.”
Sanırım iki konuşma arasındaki farkı anlamışsınızdır. İlkinde ekonomi izahında ‘insanlar’ varken, ikincisinde ‘faiz, enflasyon, döviz’ ile ekonomiyi izah eder noktaya geldik. Umarım yeniden işsizlik ve insan noktasında ekonomik değerlere geri döneriz. Aksi halde ekonomik kriz etkisi ile canına kıyan insanların vebalini nasıl üstlenebiliriz?