Kasadan tek kuruş çıkmadan büyük yatırımlar yapılacaktı.
Köprüler, otoyollar, havalimanları, şehir hastaneleri bu hesapla yapıldı.
Ama iş bitince görüldü ki, kasadan her yıl milyarlarca lira çıkmaya başladı. İşte o çıkan ve doğrudan bir elin parmakları ile sayılı şirketlere ödenen milyarlar kimseyi ilgilendirmemeye başladı.
Bir hesap sistemimiz var ama nasıl işlediğini mesela kimse kavrayamıyor.
İl nüfusunun bile çok üstünde havalimanına Hazine garantisi verebiliyor. Verilen garanti kullanan yolcunun yüzde 20’lerinde kalabiliyor.
Ya da köprü yapıyoruz ama parası olan bile zor kullanıyor. Köprüden geçen zengin 118 lira öderken, onun adına geçmeyen fakir 120 lira daha ödüyor. Geçmeyenlerin adına ise zengini fakiri hep beraber bütün parayı ödüyoruz.
Projeler açılıp çok pahalı fiyatlar ortaya çıktığında “Merak etmeyin 3 yılda Hazine garantileri dolar” diyorlardı. 3 yıl geçti, 5 yıl geçti ama dolan olmadığı gibi boşalan bir Devlet Hazinesi ortada.