Esed’in gayri meşruluğunu vurgulamak dışında, Türkiye’nin diğer konularda eskisi gibi ‘yüksek sesli’ konuşmayı bırakması dışında değişen bir şey yok.
Tek değişen, ‘çok laf, az iş’ politikasından ‘az laf, çok iş’ politikasına geçiş yapılmasıdır. Yani, Suriye politikasının esasına/ içeriğine dair bir değişiklik söz konusu değil. Peki ya CHP’nin Suriye politikası? CHP, Suriye politikası olarak Esed’le barışmamızı ve asla ama asla Suriye’ye adım atmamamızı savunan, YPG’ye terör örgütü diyemeyen bir parti haline getirilmişti.
Kılıçdaroğlu’nun konuya dair açıklamalarından sadece birisini hatırlatayım: “Suriye’ye girmeye kalkarlarsa bugün yaşadığımız faturadan daha ağırını ödemeye hazır olmalıyız. Bu iş Saray’da oturmaya benzemez… Uyarıyorum, sakın ha!”
Peki, Suriye’ye girdiğimizden beri CHP’den destek açıklaması dışında bir şey duydunuz mu? YPG, önceki gün bir tankımızı hedef alarak bir askerimizi şehit etti. TSK mecburen misilleme yaparak YPG’li teröristleri hedef aldı ve öldürdü. CHP buna karşı çıkabilecek mi?
ABD bile YPG’ye ‘Fırat’ın batısından çekil’ uyarısı yaparken ve YPG Fırat’ın batısında bir askerimizi şehit etmişken, CHP, millî çıkarlar konusunda ABD’nin bile gerisine düşmeyi göze alabilecek mi?