İstanbul’da 17 yaşında öldürülen Helin Palandöken’in babası Nihat Palandöken mektup yazdı: “Bu acı ölümden ağır.”
Pendik’te 21 yaşındaki Mustafa Yetgin, 13 Ekim’de 17 yaşındaki Helin Palandöken, Cemil Yıldız ve Deniz Morsümbül’e pompalı tüfekle ateş etmişti.
Palandöken hayatını kaybederken, Yıldız ve Morsümbül yaralanmıştı. Yetgin, daha sonra öğrencilerin okuduğu Pendik İstanbul Ticaret Odası Meslek ve Teknik Anadolu Lisesi’ne kaçmış, intihar etmek isterken yakalanıp tutuklanmıştı.
‘Ne zorluklar çekerek büyütüyorsun…’
Ekmek ve Gül ekibi, Helin’in babası Nihat Palandöken’i bugün taziye evinde ziyaret ettiklerini bildirdi.
Ekmek ve Gül, baba Palandöken’in kendilerine bir de mektup verdiğini duyurdu.
Nihat Palandöken’in mektubu şöyle:
“İlk başta acımı ifade etmem gerekirse bu acıyı dile getirecek hiçbir kelime bulamıyorum. ‘Bir insanın canını en fazla ne acıtır‘ diye sorsalardı, Helin kızım vefat etmeden önce hiç tereddüt etmeden, ‘İnsanın en büyük acısı eşimin vefatı’ diyebilirdim ama özellikle benim gibi kızlarına hem annelik hem de babalık etmiş biri için bu acı ölümden daha ağır diyebilirim.
Siz hiç bilir misiniz 17 yaşına getirene kadar ne zorluklar yaşadım ama işte sen zorluk çekerek evladını her türlü kötülükten korumaya çalışıyorsun, fakat bir gün caninin biri gelip senin en değerli varlığını elinden alıyor.
Burda suçlu ‘Kim’ diye sorarsanız, bir bebekten bir caninin oluşmasını sağlayan toplumsal duyarlılıktan nasibini almamış bizleriz. Hep bir daha, bir daha ‘Kadınlar şiddete ve ölüme maruz kalmasın’ diyoruz ama bu bir dahaların hiç sonu gelmiyor. Her gün kadınlara karşı işlenen ruhsal, fiziksel şiddet ve cinayetlerin ardı arkası kesilmiyor.
Biz ebeveynler olarak evlatlarımıza maddi olarak her şeyin en iyisini sağlamaya çaba harcıyoruz, fakat anladım ki anne ve babaya düşen görev ‘bu kızdır veya erkektir’ değil de özgür düşünen, erdemli bir birey yaratırız diye çaba harcamamız gerekiyor. İnsanın giyimine, kuşamına, inancına, fikirlerine saygılı olmayı öğretirsek kadınlara uygulanan şiddet ve cinayetleri önlemiş oluruz, en azından minimize edeceğimizi düşünüyorum.
Tek beklentim ise benim yüreğime düşen ve hiçbir zaman dinmeyecek bu acının diğer insanların yüreğine düşmemesi. Beni teselli edecek bir tek dileğim var, o da suçlunun hukuk kuralları çerçevesinde en ağır cezaya çarptırılmasıdır.”