HDP’nin İslamcı gelenekten gelen Diyarbakır vekili Altan Tan, Kandil’deki PKK yöneticilerinin partisine yönelik eleştirilerine yanıt verirken, Kandil-İmralı-HDP arasındaki görüş ayrılıklarını kaşıyarak çözüme ulaşılamayacağını vurguladı.
Tan, “Bugün PKK kayıtsız şartsız silah bıraksa, Kandil bütün elemanları ve silahlarıyla gelip Habur Sınır Kapısı’ndan giriş yapsa bile Türkiye Cumhuriyeti devleti çözüme hazır değil” dedi.

Fotoğraf: DHA
Bunca Frankeştayn varken birkaç tane de Polyanna olsun
Cumhuriyet gazetesinden Selin Ongun’a konuşan Tan, PKK yöneticisi Mustafa Karasu’nun HDP’ye yönelik ‘Polyannacılık yapıyorlar’ eleştirisinin hatırlatılması üzerine, şunları söyledi: “Memlekette bunca Frankeştayn varken birkaç tane de Polyanna olsun. Zararı olmaz, halka moral verir. Meselenin hayati kısmına gelince şu sorulara net olarak cevap lazım. 1) Kürtler, Türkiye’de ve Ortadoğu’da Türklerle birlikte bir gelecek mi kuracak yoksa kavga ederek, yakıp yıkarak ayrılacak mı? 2) Eğer birlikte yaşanacaksa bu mücadele, demokratik yollarla yani “güzellikle” mi yoksa şiddetle ve kavgayla mı olacak? 3) Avrupa Birliği ve Batı bloku içinde bir Türkiye ve Ortadoğu mu yoksa İran- Rusya ekseninde bir Ortadoğu mu tasarlayacağız?”
Zaman ve süreç işi
Tan, “HDP’den ne zaman bu ses yükselse, Kandil’den sert demeçler geliyor. Bunun adı nedir?” sorusuna ise şu yanıtı verdi: “Bunun uzun bir adı var. Dünyanın birçok yerinde Kürt siyasal hareketine benzeyen hareketler vardır. Ve bu tip hareketler isyanla yani silahla başlar, sonra siyasallaşmaya “legalleşmeye”, kurumsallaşmaya gider. Elinde silah olan siyasallaşmayı çok kolay yapamaz. Dünyadaki tüm örneklerde bu böyledir. Çok uzağa gitmeyelim; daha 2007 yılında Yaşar Büyükanıt, Tayyip Erdoğan’a muhtıra vermiştir. Erdoğan başörtülü eşini alıp Gülhane Askeri Hastanesi’ne girememiştir. Yine eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül başörtülü eşiyle birkaç yıl Çankaya’da oturamamıştır. Türkiye siyaseti üzerindeki askeri vesayet bile henüz bitmiş değildir. Kürt siyasal hareketinde de siyasallaşma, demokratik mücadele bir zaman ve süreç işidir. Ha bu iş bin sene de sürmez.”
Bir adım ötesi düz ovada siyaset
Kürt siyasi hareketi üzerindeki ‘askeri vesayet’in kalkması için PKK lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılmasıyla, devletin Kandil ve İmralı’yla görüşmeleri şeffaf yürütmesi gerektiğini savunan Tan şöyle devam etti:“Bunun bir adım sonrası o meşhur sözle, düz ovada siyasettir. Kandil’dekiler de gelip Diyarbakır’dan, Urfa’dan, İstanbul’dan aday olsunlar, parti kursunlar, partilerini yönetsinler. İstediğimiz bu arkadaşların fiilen siyaset yapmalarını sağlamaktır. Fiilen siyaset yapıldığında aracısız, tefecisiz, komisyoncusuz sözler ve politikalar gerçek aktörler tarafından halkın önüne konulursa bu siyasallaşma sağlanır. Silahın bir anlamı kalmaz.”
Kaşıyıp kanatarak çözüme ulaşılmaz
HDP’nin siyasi başarısının Kandil’de alerji yarattığına dair görüşle katılmadığını belirten HDP’li vekil, “Her şey sütliman, balım gülüm değil. Şunu söylüyorum; doğal süreçler, doğal enfeksiyonlar, doğal insani refleksler vardır. Bunları kaşıyıp kanatarak Kandil- İmralı-HDP üçgenine kıymıklar sokarak demokratik çözüme ulaşılmaz” ifadelerini kullandı.
Halka rağmen devrim olmaz
“Söyleyeceklerim birilerini çok kızdırabilir. Bugün PKK kayıtsız şartsız silah bıraksa, Kandil bütün elemanları ve silahlarıyla gelip Habur Sınır Kapısı’ndan giriş yapsa bile Türkiye Cumhuriyeti devleti çözüme hazır değil.” diyen Tan, “Ya devrimci halk savaşı isteyenler, bunun bir iç savaş olduğunu neden ıskalıyor?” sorusuna ise şu karşılığı verdi: “İç savaş felakettir. Suriye, Irak ve Lübnan örnekleri önümüzde. Devrimci halk savaşları 1960’ların Latin Amerikasında kaldı. Afrika’da, Angola’da, Kongo’da, Bolivya’da kaldı. Yapanlara da bir hayrı dokunmadı. Ardından diktatoryal rejimler geldi. Bunlar fantezilerdir. Bugünün dünyasının gerçekleri ile örtüşmez. Son kamuoyu araştırmalarında hep birlikte gördük. Kürt halkının yüzde 84.2’si bu mevcut hendek kazmaları, devrimci halk savaşı dedikleri pozisyonu benimsemiyor. Halka rağmen halkçılık olmaz. Halka rağmen de devrim olmaz.”