ELÇİN POYRAZLAR
elcpoy@gmail.com
@elcinpoyrazlar
Enerjinizin büyük kısmını neye harcıyorsunuz? Çalışma hayatı, dersler, ev, çoluk çocuk, akrabalarınız? Fiziksel enerjiden söz etmiyorum. Kafanızın arkasında sizi sürekli rahatsız eden, içinizi kemiren birileri ya da bir şeyler var mı?
Araba kullanırken, bulaşık yıkarken, telefona bakarken, yürürken beyninize batan bir kıymık? Patronunuzun, arkadaşınızın, bir akrabanızın bir lafı ya da bir hareketi? Tam olarak anlamlandıramadığınız, kuşkuya düştüğünüz, sindiremediğiniz, sizi bir şekilde kötü hissettiren bir söz, tavır, jest ya da bir bakış.
Büyük olasılıkla bir vampirin ısırığına maruz kaldınız. Vampirlerin ortak özelliği sizi farklı yollarla kötü, yetersiz, yalnız, suçlu ve gergin hissettirmeleridir. Neşenizi, iyiliğinizi ve enerjinizi emerek palazlanır vampirler.
İlk sınıfta ‘suçlayıcı vampirler’ yer alıyor; bu tür sizi her gördüğünde hakkınızda hazırladığı iddianameyi yüzünüze sallar. “Beni aramıyorsun. Arasan da kısa konuşuyorsun. Sana söylediğim şeyi yapmadın. Biz arkadaş değil miyiz? Dükkana hiç uğramıyorsun. İş buldun bizi unuttun. Evlendin beni unuttun. Onunla benimle geçirdiğinden daha çok zaman geçiriyorsun. Onu çağırdın, beni çağırmadın. Instagram’da postumu beğenmedin. Konsere, yemeğe, düğüne gelmedin. Politik görüşlerin yanlış, hayattaki kararların daha da yanlış. Aslında senin her şeyin yanlış.”
Bu vampirlerle baş etmenin en iyi yolu salağa yatmaktır. “A öyle mi? Fark etmedim. İşim başımdan aşkın. Yapacağım, söz. Mutlaka” deyip bir daha yanlarından bile geçmemektir. Eğer uzaklaşma şansınız pek yoksa sürekli hasta numarası yapın, sizden ümidi kessinler. Vampirler başkalarını suçladıkları kadar yardımsever olsalardı vampir olmazlardı.
İkinci sınıfa ‘otoriter vampirler’ giriyor; sizin üstünüzde profesyonel ya da mesleki anlamda söz sahibi olanlar. Müdürünüz, hocanız, bir meslek büyüğü, mentorunuz. vs. Bu pozisyondaki vampirler kendilerini herkesten üstün görür. Çoğu aşağılık komplekslerini aşamamış, ezik ve korkaktır. Karşılarındaki kişiyi baskı altında tutarak egolarını şişirirler. Genelde yüzleşmeden korktukları için pasif agresif bir yaklaşım içine girerler. Sıklıkla kendilerinden söz ederler, ince hakaretler, aşağılayıcı sorular, alaycı sözler hep bunlardan gelir. Bir derdinizle giderseniz ağızlarını şapırdatarak sizi yutmak için dişlerini çıkarırlar. Yetenekleri sınırlı olduğu için karşılarındaki kullanmayı çok severler.
Böyle bir vampiriniz varsa hayatlarından pat diye çıkın. Sizden aldığı enerjiyi bulamayınca ne yapacağını şaşıracaktır. Ama arkanızdan ağlayacağını da sanmayın. Mutlaka başka bir kurban bulur. Eğer iş yerinizde bir vampiriniz varsa bol sarımsak yemenizi öneririm. Emin olun ilişkinizi sadece yazışmalarla yürütmek isteyecektir.
Üçüncü sınıfta ‘mağdur vampirler’ var. Özellikle arkadaşlar arasından çıkan bu vampir türü insanın içini ezer. Sürekli “Ben şöyle kötüyüm, böyle kötüyüm, çirkinim, burnum yamuk, boyum kısa, boyum uzun, çok yalnızım, kimse beni sevmiyor, hiçbir şeyi doğru yapamıyorum, sevgilim yok, evim yok, param yok, kedim bile yok, çok mutsuzum, senin sevgilin var, ailen var, bense yalnız öleceğim” diye karşısındakinin suçluluk duygusu üzerine oynar.
Siz merhamet edip onunla zaman geçirirsiniz. Konuşmanın ardından o dibe vurmuş arkadaşınız birden hop diye bunalımdan çıkar ve başka arkadaşlarıyla eğlenmeye gidiverir. Siz ise iliğiniz emildiği için kolunuzu bile kaldıramazsınız. Başınız zonklar, göğsünüz daralır. Bu vampirlerin empati yetenekleri sıfırdır. Dünya sadece kendi çevrelerinde döner, çok değişken ruh halleri vardır. Tek taraflı ilişkiler yaşarlar. İyi olduklarında sizi bir kere bile aramazlar ama kötü günlerinde kapınızda biterler. Bunlardan kurtulmak için en iyisi ölü taklidi yapmaktır.
Dördüncü sınıf vampirlere ‘kıskançlar ve dedikoducuları’ alabiliriz. Kendi alt başlıklarından da anlaşılacağı gibi bunların en önemli besin kaynakları başkalarının hayatlarıdır. Bir komşu, bir akraba, ofisten iş arkadaşı, mahalledeki bakkal, müdavimi olduğunuz kafenin garsonu arasından çıkabilirler.
“Bilmem kimin kızını gördün mü? Bir çocukla geziyordu. Hala da yüzük yok ortada. Öteki de işinde terfi almış diyorlar. Kesin patronuyla yatmıştır. Yoksa onda o yetenek nerede? Sizin üst kattakiler yeni araba almış, nereden buluyorlar o kadar parayı? Ağabeyinin karısı estetik mi olmuş ne?” gibi yaklaşımlar bu vampirlerin emme yöntemlerindendir. Bunları da dedikodusunu yaptıkları insanlar hakkında güzel sözler söyleyerek kudurtabilirsiniz.
Vampirlerle genel olarak başa çıkmanın en iyi yolu onları görmezden gelmek, konuşurlarken ince ince gülümsemek ya da kafanızda bir şarkının sözlerini tekrarlamak olabilir. Artık etki alanlarına girmediğinizi fark ettiklerinde kanınız onlara pek de tatlı gelmeyecektir. Önemli uyarı: Vampirlerle fazla zaman geçirmek bünyede vampirleşmeye neden olabilir.