Dünyaca ünlü Britanyalı fizikçi Stephen Hawking, iklim değişikliği sebebiyle insanlığın ‘geri dönülemez noktaya çok yakın olduğunu’ belirterek insanlığın en iyi umudunun uzaya bağımsız koloniler kurmak olduğunu söyledi.
Hawking, daha önce de 30 yıl içinde Ay’a üs kurulması çağrısı yapmış ve şunları söylemişti: “Burada yerimiz giderek daralıyor ve gidilebilecek tek yer diğer dünyalar. Artık diğer güneş sistemlerini de keşfetme zamanı geldi. Dış dünyaya yayılmak bizi kendi sonumuzu getirmekten kurtaracak tek şey olabilir. İnsanlığın Dünya’yı terk etmesi gerektiğine inanıyorum.”
Ünlü fizikçi, uzun dönemde insanın Dünya’da bir geleceği olmadığını ve kalırsa ya Güneş’in etkileri sonucu ya da yeniden bir meteor çarpmasıyla türün ortadan kalkacağını savunmuştu.
BBC Türkçe’nin aktardığına göre dünyanın Venüs gezegenindekine benzer bir sera etkisiyle 250 dereceye kadar ısınabileceği ve gökten sülfürik asit yağabileceği uyarısında bulunan Hawking, insanlığın soyunu devam ettirmek için başka bir gezegeni kolonileştirmesinin zorunlu olduğunu söyledi.
‘Geri dönülemez noktaya çok yakınız’
ABD Başkanı Donald Trump’ın ülkesini Paris İklim Anlaşması’ndan çekmesini hatırlatan Britanyalı fizikçi şöyle devam etti: “Geri dönülmez noktaya çok yakınız. Trump’ın bu adımı bu noktayı aşmamızı sağlayabilir. Bu durumda dünyaya önleyebileceğimiz bir zarar vermiş oluruz ve doğal yaşamı hem kendimiz hem de çocuklarımız için tehlikeye atarız.”
Hawking, önümüzdeki bin yıl boyunca insanların Dünya’dan başka bir gezegeni kolonileştirmemesi durumunda yok olacağını söyledi.
İklim değişikliğinin insanlığın önündeki en büyük tehditlerden biri olduğunu belirten ve gelecek hakkında karamsar olduğunu kaydeden ünlü fizikçi şöyle devam etti: “Evrimsel sürecin insan genlerinin içine kıskançlık ve agresifliği yerleştirmiş olmasından korkuyorum. Çatışmalar azalma belirtisi göstermiyor, kitle imha silahları ve askeri teknoloji bunu felaket noktasına taşıyabilir. İnsanlığın en iyi umudu uzayda bağımsız koloniler kurmak.”
Paris İklim Anlaşması
Anlaşma, karbondioksit ve diğer fosil yakıtlardan çıkan gazların emisyonlarını azaltarak küresel ısınmayı kısmen sınırlamayı hedef alıyor. Anlaşma uyarınca ABD 2025 yılına gelindiğinde, gaz emisyonlarını 2005 yılındaki düzeyinden yüzde 26 ila 28 oranında daha düşük düzeye getirme sözü vermişti.
ABD’nin anlaşmaya taraf olması, diğer ülkeleri de teşvik açısından önemliydi. ABD, Çin’in ardından en fazla karbon salınımına neden olan 2’inci ülke konumunda.
Anlaşmayı destekleyenler, ABD’nin anlaşmadan çekilmesinin diğer ülkelerin anlaşmaya bağlılığını zayıflatmasına veya anlaşmadan çekilmelerine neden olmasından endişe ediyorlar.
Başkanlık yarışından bu yana, iklim değişikliğine karşı mücadeleye sert çıkmasıyla ve durumu ciddiye almamasıyla eleştirilen Trump, seçim kampanyası sırasında göreve gelmesinin ardından ABD kömür ve petrol sektörlerini destekleyebilmek için görevde ilk 100 gün içinde Paris anlaşmasını iptal edeceğini söylemişti.