Yüreğimin bir tarafında hüzün, diğer tarafında öfke kabarıyor.
Bir de mikserler var. Medya maydanozu veya “sivil toplumcu” zevzek takımı.
Bir bakıyorsunuz, bu tarafta bir bakıyorsunuz bir başka tarafta. Dün dediği ile bugün dediği arasında uçurum var ama hala muteber. Ya da mikser dedim ya karıştırdıkça karıştırıyor ortalığı sonra da “Bakın böyle bir tartışma var” diyerek gündemi belirlemeye kalkışıyor.
24 Haziran önceki oluşan ya da oluşması istenen muhafazakâr ittifakın bir yönüyle sırtını bir takım cemaatlere bağlaması da bu yüzden.
Ama artık mızrak çuvala sığmıyor. Yağmurdan sonra topraktan fışkıran solucanlar gibi alenen ortalıktalar. Görünüyorlar. Belki de “güvendikleri bir yer vardır” cüretkârlıkları ondandır…
Yoksa bir cemaat ya da oluşum mesela, Ortadoğu’da yeni devletlerin kurulmasını neden takip etsin? Veya neden Türkiye içinde “terör devletçikleri”nin PR’ını yapmaya kalkışsın?
Cemaatler sivil toplum kuruluşu değildir.
Tamam ama cemaatler dini kurumlar mıdır bunu da bilmiyorum?
Bilen bana anlatır mı?