Tarihçi Halil Berktay, ‘Barış için Akademisyenler’in bildirisine destek verip Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı ‘katil’ olarak nitelendiren ünlü filozof Noam Chomsky’nin ‘saçmaladığı’nı söyleyip, ‘biz biliriz havaları’nda olduğunu öne sürdü. Berktay, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın İstanbul’da bir araya geldiği üç gazeteci için de, “Kimdirler Allah aşkına” ifadesini kullandı.
Bilmeden imzalıyorlarmış
Habertürk’ten Balçiçek İlter’e konuşan Berktay, bildiriyi imzalayan akademisyenlerin, kendi mahallelerine göre tavır aldıklarını, çevre aidiyetinin bu konuda çok önemli olduğunu savundu.
Belli üniversitelerin baskın olduğunu söyleyen Berktay, “Her üniversitede, her fakültede herkes aynı düzeyde aktivist olmayabiliyor. 10-15 kişilik bir grup getirip size imzalatıyor zaten. ‘Kürtlerin hak ve özgürlükleri, çatışmaların durmasıyla barıştan yana ilgili bir metin var’ deniliyor örneğin. Pek çok insan doğru dürüst okumadan, okusa bile doğru dürüst anlamadan, çünkü insanların siyasi tecrübeleri de zayıf veya arkadaşlık vs nedeniyle imzalıyor” ifadelerini kullandı.
‘Biz biliriz havaları…’
Boğaziçi, ODTÜ, Koç, Sabancı üniversitelerini, ‘AKP düşmanlığı’nın ağır bastığı ‘elit üniversiteler’ olarak tanımlayan Berktay, bildiriye destek veren Noam Chomsky’yi de bu üniversitedeki akademisyenlerin bilgilendirdiğini söyledi.
Berktay, bu noktada, Chomsky’yi de eleştirmekten kendini alamadı. Ünlü dilbilimciyi çok iyi tanıdığını söyleyen Berktay, şöyle devam etti: “Bütün hayatını bağlı olarak geçirdiği sol paradigmanın her somut durumda illa aynı sonucu vermeyeceğini anlamanın acılarını yaşıyor. Ezen iktidarlar, ezilenler vs… Müthiş bir deha öte yandan, dilbilimciliğin parlak ismi ama bunun yanında gelen bir özgüven, “Biz biliriz’’ havaları…”
Chomsky’nin aynı akademisyenlerce bilgilendirildiğini söyleyen Berktay, “Bu arkadaşlar da buradaki durumu kendi şablonlarına göre aktarıyorlar: Kürtler eziliyor, zaten Türk devleti geçmişte bunların canına okudu, şimdi de okuyor. 1990’lardan farkı yok, Erdoğan otoriter, diktatör, burada ne olduğu belli, Kürtler kıyıma uğruyor!’’ diye konuştu.
‘Saçmalıyor’
Chomsky’nin Erdoğan’ın davetinden sonraki açıklamalarını nasıl değerlendirdiği sorusuna ise Berktay şu yanıtı verdi: “Chomsky sonuç olarak saçmalıyor, Türkiye’de olup bitenlerin farkında değil. Ama salt kasıtlı bir Türkiye düşmanlığı yüzünden yapmıyor bunu; onun bakış açısı, şablonu bu. Ben de kendi siyasi geçmişimden böyle kopmayıp üzerine 30 yıl düşünmeseydim aynı şablonla bakabilirdim.”
Berktay, yine de saçmaladığını ileri sürdüğü Chomsky’nin kendisini dinlemeyeceğinden de sitem etmekten geri durmadı: “Chomsky’ler bizimle konuşmuyorlar! Onlara buraya geldiklerinde kimlerle konuşulacağı, kimlerle “aman ha konuşmaması’’ gerektiği bile söyleniyor. Bu bildiriyi hazırlayan bir avuç akademisyen kendilerine bunu misyon edinmişler, bununla yatıp kalkıyorlar. Tanıyorum bu insanları.”
‘Cadı avı’na akademisyenler sevinmiş
Bildiriyi imzalayan akademisyenlere yönelik ‘cadı avı’nı doğru bulmadığını da sözlerine ekleyen Berktay, bunu da ifade özgürlüğü bağlamında değil, şöyle değerlendirdi: “Çok ama çok hatalı buldum. Cumhurbaşkanı’na da söyledim, 4 de yazı yazdım. Ne olur bildiri imzalansa? Yıkılır mı Türkiye? 4-5 gün medyayı meşgul etti, değer mi? Minimize edeceklerine maksimize ettiler. Bu yaşananlara en çok bildiriyi kaleme alanlar sevinmiştir.”
‘Biden’la görüşenlerin aydın varlıkları, entelektüellikleri mi vardır?’
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ile Türkiye ziyaretinde görüşen heyetteki isimleri de hedef alan Berktay, şunları söyledi: “Ceyda Karan, Kadri Gürsel, Aslı Aydıntaşbaş, Osman Kavala ile görüştü… Eee yani, aynı olay. Bir ‘Oral Çalışlar ile görüşeyim’ durumu yok örneğin. Etyen Mahçupyan ya da Murat Belge… Hadi bu isimleri geçin, bildirinin imzacıları arasında yer alan Ahmet İnsel ile bile görüşmüyor. Bu durum beni rahatsız ediyor çünkü Türkiye etrafında nasıl bir dezenformasyon çemberi olduğunu görüyorum. Bakın ben o mahalleden çıktım. Osman Kavala’yı çok ayrı tutarım, çok değerli bir aydındır, onun görüşmesini anlarım. Ama diğer üçü, Allah’ınızı severseniz, kimdirler? Bir aydın varlıkları, entelektüellikleri mi vardır? Sadece hiçbir şey ifade etmeyen bu üçlüyle görüşülmüş olması da iyiden iyiye tuhaf kaçıyor.”