Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasi fenomen olarak Mustafa Kemal Paşa’ya mı yoksa Abdülhamit Han’a mı benzediği tartışılıyor. İkisine de benzemiyor ve zaten benzememeli.
Bu topraklarda ‘Binlerce yılın yabancısı bir ses’ olan Kemalizm’i aşmamız gerektiği gibi Abdülhamitçiliği de aşmalıyız.
Dönemin şartlarında Abdülhamit daha fazlasını yapabilir miydi yapamaz mıydı (herhalde yapamazdı), onu tartışmıyorum. Onu tartışmadan öpüp başımın üstüne koyuyorum Abdülhamit’in siyasi mirasını. Öpüp başımın üstüne koyduktan sonra rafa kaldırıyorum ama.
Bu saatten sonra hâlâ Abdülhamit’in Arakan’da okul açtırması veya Etiyopya’ya askerî uzman göndermesi gibi şeylerden ibaret bir cihan devleti azametini hayranlıkla anıp duracak değilim.
Bir şeyin Osmanlı tarihine ait olması o şeyin günümüzdekinden daha kıymetli olmasını gerektirmez.