Liberal çevrelerde Davutoğlu’nun parti kurarak ne denli “cesur” olduğunu gösterdiğini söyleyenler var. Neredeyse parti kurucu kadrosunu “demokrasi havarisi” ilân edecekler. Hâlbuki o isimlerin hiçbiri memleket karanlığa sürüklenirken sesini, soluğunu çıkarmadı. Kusura bakmasınlar ama Davutoğlu da ekibi de Türkiye’de şikâyet ettikleri şeylerin sorumlusunu açıkça dillendiremeyecek kadar kaçak güreşeceklerse kurdukları parti bir cesaret işi değil küskünler kulübünden başka bir şey olamaz. Karnından konuşanlardan, diploma meselesinde gördüğümüz gibi sözünün arkasında duramayanlardan demokrat çıkmaz.
Öte yandan İslamcıların bölünmesi muhalefet için elbette iyidir. Hele AKP’den çıkan iki partinin de açıkça parlamenter sisteme dönüş çağrısı yapması tek adam rejimi karşısındaki itirazın genişlemesine katkı sunacaktır. Ancak sırf iktidar saldırıyor diye Erdoğan-zede İslamcılara sempatiyle bakmak, bu çıkışlardan demokrasi ummak, onları müstakbel müttefik olarak görmek politik bir cehalettir.