Cumhuriyet davasında dokuz ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilen Cumhuriyet yazarı ve okur temsilcisi Güray Öz, Silivri Cezaevi’nde kalan diğer beş gazete çalışanına hitap ettiği yazısında, dayanışmanın gücünü ancak serbest kaldığı zaman anladığını kaydetti.
Cumhuriyet’teki ‘Öteki yarıya mektup’ başlıklı yazısına, “Sevgili Kadri, sevgili Ahmet, sevgili Murat, sevgili Akın, sevgili Emre” diye seslenen yazar, “Yorgunluğun üstümüze karabasan gibi çöktüğü 70’li, 80’li yıllarda bizi ayakta tutan tek bir şey vardı; haklılık ve inat. Silivri’den gecenin karanlığında o hiç terk edemediğimiz, hep döndüğümüz kente, İstanbul’a girerken o yorgunluğu yine hissettim. İnadı ve haklılığı size bıraktığımızı, yarım kaldığımızı anladım. İşte o nedenle Silivri’nin her açılış kapanışta metalin çığırtkan gürültüsüyle koğuşları küçülten kapılardan geçiyorum şimdi. Oraya, öteki yarıya, yazının esrarıyla, karşı konulmaz sınır aşma gücüyle ulaşmaya niyetleniyorum” ifadelerini kullandı.
‘Herkesin derdi tasası sizsiniz’
Dayanışmanın gücünü tahliye edildiğinde anladığını kaydeden Öz, tutuklu Cumhuriyetçilere de, dışarıdakilerin mücadelesini içerideki gazetecilere şöyle anlattı: “Dışarıdaki yoğun, sürekli akan ve gittikçe genişleyen bir magmaya, kızıl bir kora benzeyen dayanışmanın gücünü içeride o kadar anlamadığımı fark ettim. Müthiştir, müthişler. Yaratıcılığın sınırlarını zorlayan, aşan, engel tanımayan insanlar bunlar. Aileler, eşler, çocuklar bir büyük ailenin koruması altında sanki, artık sokak onlar için sokak değil evin, yeşil bir bahçenin, gittikçe genişleyen gökyüzünün parçasıdır. Herkesin derdi tasası sizsiniz. Bize her fırsatta, bin üslubun zenginliğiyle söyledikleri de ‘Sizi kurtardık, sıra öteki yarıda’ kararlılığıdır. Oradayken, ‘dayanışmanın gücü de bir yere kadar’ diye düşünürdüm, bir yere kadar değilmiş, bin yere kadarmış; inat ve haklılığa kararlılık da ekleniyormuş. Hani ‘durmak yok’ deyip duruyorlar ya, durmayan işte o müthiş arkadaşlar, o müthiş insanlarmış.”
‘O müthiş insanlar öyle söyledi bana’
“İhtiyarlamış olabilirim ama yaşlanmadım. Öteki yarım gençliğin haklılığı, inadın ve kararlılığın gücüyle tutuyor elimden” diyen Öz, Cumhuriyet tutuklularına seslendiği yazısını şu cümlelerle noktaladı: “Gazeteler biraz önce geldi, önceliği Cumhuriyet’e tanıdınız, sayfaları çevirdiniz ve ben işte koğuştayım. Ne yazarsam yazayım hep orada olacağım. 11 Eylül’de ise önce içeride sonra dışarıda kucaklaşacağız. Biliyorum, çünkü o müthiş insanlar öyle söylediler bana…”