Kadri’nin “ideal gazeteci” tanımı da doğrusu şaka gibidir: “Normal bir ülkede ustaların olduğu yer ana akımdır. Bu insanlar genellikle orta yaşlı veya yaşı daha ilerlemiş insanlardır. Aile kurmuşlardır, orta sınıf standartlarında bir yaşam talep ederler. Kaliteli gazetecilik yapılabilmesi için rekabetçi bir düzen olmalı. Rekabetçi düzende de ödül vardır. Ödüllendirilmek için de pozisyon ve para gerekli. Bu da ancak ana akımda olan bir şeydir. Meramım bu aslında.”
Ne diyeyim?
Türkiye kapitalist (rekabetçi) ama zengin, “normal” bir ülke değil, ana akım falan yok; gazetelerin yüzde 99,9’u yandaş, yetişmiş, orta yaşlı falan demiyor gazeteciyi işten atıyor, tutukluyorlar.
Kadri’nin bir tartışmayı başlatabilmek için kışkırtma yöntemini kullandığına inanmak istiyorum.