Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e Harvard Üniversitesi’nde katıldığı panelde Gezi Parkı eylemleri, Roboski ve iş cinayetlerinde hayatını kaybedenleri hatırlatıp “Geceleri rahat uyuyor musunuz?” diye soran Türkiyeli akademisyen Emrah Altındiş, “Gül’e bazı soruların sorulması gerekliydi, demokratik hakkımı kullandım” dedi.
‘Yüzüne söylemek istedim’
BBC Türkçe’ye konuşan Altındiş şunları söyledi: “Ben Gezi üzerine, Türkiye’deki demokrasi üzerine kafa yoran insanlardan birisiyim. Soruyu çok uzun düşünmedim. Ama kafamdakileri orada birleştirerek sorumu oluşturmaya çalıştım. Korumalar susturmaya çalıştılar ama susmadım. Sorumu sordum Cumhurbaşkanı’na. Siyaseten doğrucu bir soru sormayacağımı tabii ki biliyordum. Çünkü siyaseten doğrucu davranışları beğenmiyorum. Dürüst bulmuyorum. Türkiye’de medya bu kadar baskı altındayken, devlet yetkililerine -özellikle Türk medyasında- hiçbir soru sorulamazken, soruların sorulması gerektiğini düşündüm. Cumhurbaşkanı’nı da burada konuşmacı olarak bulmuşken bunları yüzüne söylemek istedim.”
‘Türkiye’de olsam tutuklanabilirdim’
Altındiş, Gül’ün korumalarının kendisine gösterdiği tepkiyi de eleştirdi: “Neden bir cumhurbaşkanına soru sorulamasın? Bu çok sorunluydu. Ben soruyu sorarken korumalar sürekli bağırıp çağırıyorlardı. ‘İnsan gibi sor’, ‘insan ol’, ‘doğru düzgün konuş’ diye. Türkiye’de olsa öyle durmazlardı. Türkiye’de ifade özgürlüğü yok. Muhtemelen polisin şiddetine maruz kalır, gözaltına alınır ve belki de bir örgütle ilişkilendirilip tutuklanırdım.”
‘Polis şiddeti sürerken kendisi müdahale etmedi’
Türkiyeli akademisyen, görev süresi üç ay sonra dolacak olan cumhurbaşkanına bu soruyu sormasının doğru olup olmadığı yönündeki soruyu da şöyle yanıtladı: “Kesinlikle doğru adresti. Çünkü kendisi Türkiye siyasetinde yeni bir figür değil. Cumhurbaşkanlığından önce başbakandı. Türkiye devletinin en üst düzey temsilcisi. MGK’nın başındaki kişi. İstediği zaman Bakanlar Kurulu’na başkanlık edebiliyor, öyle bir yetkisi var. Türkiye’de polis şiddeti sürerken kendisi müdahale etmedi. Bir söz söylemiyor halktan yana. Bunun çok sorunlu olduğunu düşünüyorum.”
‘Türkiye’de insanlarımızın bunları duymaya ihtiyacı var’
Altındiş soruyu İngilizce değil de Türkçe sormasının sebebini de şöyle açıklıyor: “Ben konuşmamda Berkin Elvan’dan, Ethem Sarısülük’ten, Soma’daki işçilerden bahsettim. Ben bahsettiğim insanların benim dilimden, sesimden bu soruyu olduğu gibi duymalarını, anlamalarını istedim. İkincisi Türkiye’de, olduğu gibi, değişikliğe uğramadan yayımlanmasını istedim. Bence Türkiye’de insanlarımızın bunların söylendiğini duymaya ihtiyacı var.”
‘Kesinlikle demokratik hakkım’
Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde, mikrobiyoloji bölümünde çalışan Altındiş, bu sert sorunun ardından tedirgin olup olmadığı yönündeki soruya da şu yanıtı verdi: “Tabii ki işine gelmeyen insanlar marjinalize etmeye çalışacaklardır. Ama ben Cumhurbaşkanı’nın konuştuğu üniversitede çalışan, orada araştırmalarını sürdüren bir bilim insanıyım. Provokatör ve benzeri şeyleri saçma buluyorum. Ben orada bağırıp çağırmadım kendisine, yüzüne baka baka, sakinliğimi de bozamadan sert de olsa bir soru sordum. Bu kesinlikle benim demokratik hakkım.”