Eski cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM), ‘son yıllarda en az itibar kaybeden kurum’ olduğunu savundu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AYM’nin yapısının değiştirilmesini savunmuş, AKP de öneriye destek vermişti. Yerel mahkemenin Enis Berberoğlu hakkındaki karara uymaması sonrası, bir üyesinin “Işıklar yanıyor” diyerek imalı paylaşımda bulunmasının ardından AYM bir kez daha gündemin ilk sırasında yerini almıştı.
AKP’nin kurucularından Gül, suskunluğunu tartışmalar sürerken bozdu. Eski cumhurbaşkanı, AYM’nin geçmiş dönemdeki ‘özgürlükçü olmayan uygulamaları’nı eleştirdi, “O zamanki AYM’yle bugünkü AYM’yi karşılaştırdığımızda, bugünkü özgürlükçü davranıyor diye hücum ediliyor” ifadelerini kullandı.
‘Saldırı altında’
T24 yazarı Murat Sabuncuoğlu’nun aktardığına göre Gül’ün açıklamalarından satır başları şöyle:
*AYM’nin bütün özgürlükçü kararlarına ‘Evet’ diyen üyeleri saldırı altında. AYM başkanı bütün kararlarda gayet istikrarlı bir şekilde özgürlükçü durmuş. Mahkeme üyesi hakim; gözü kapalı hareket eder, o kim bu kim diye değil, olaya bakar. Bu olay AK Parti’yle ilgili olur, bu olay Cumhuriyet Halk Parti’siyle ilgili olur, bu olay Enis Berberoğlu’yla ilgili olur veya bu olay başkasıyla ilgili olur. Önemli olan olayı değerlendirmesi, olayları özgürlükçü değerlendiriyorlar diye AYM’yi bugün yerden yere vurmayı hayretle karşılıyorum açıkçası.
‘AYM sigorta’
*Mahkemenin çoğunluğuna baktığınızda, benim atadıklarım var, Tayyip Bey’in atadıkları var. Ayrıca AYM ülke için sigorta. Şu açıdan sigorta… Yürütme, idare, hükümetler yanlışlar yapabilirler. Bazen çok öfkeyle hareket edebilirler. Ama olay soğuduktan sonra bunun Anayasa Mahkemesi gibi bir mahkeme tarafından düzeltilmesi hükümetlerin de işine gelir. Dolayısıyla bu kıymeti bilmek lazım.
*Bizim partimiz kapatıldı, benim cumhurbaşkanlığımla ilgili malum kararlar alındı, tenkit ettik ama bu kadar, böyle saldırmadık açıkçası. Bunu çok üzücü olarak görüyorum. Bu mahkemenin vazifeleri, görevleriyle ilgili 146’ncı madde bizim zamanımızda çıktı, yani AK Parti hükümeti bu maddeyi hazırladı, Meclis’e getirdi. Ben de cumhurbaşkanı olarak Meclis’ten geçince, referanduma gönderdim. Neye itiraz ediliyor?
‘Hepimiz övündük’
*Bireysel başvuru hakkıyla hepimiz övündük. (…) Vaktiyle Genelkurmay başkanından birçok subaylara, birçok profesör, birçok gazeteci, Silivri’den, Ankara’daki Sincan’dan eğer çıktılarsa, bundan çıkış yolunu AYM sağladı. AYM o zaman bireysel başvuru hakkını yürürlüğe koydu. O zaman cumhurbaşkanı olarak çok destek verdim kendilerine, görüşmeler yaptım, ‘Cesaretle bunu yapın’ dedim, Türkiye’nin çıkışı ancak bu, bu şekilde bireysel başvuruyla Türkiye’yi siz düzlüğe çıkartırsınız ve o şekilde hepsi çıktı. Şimdi bunları AK Parti vaktiyle yaptı, bunlarla övünüyorduk. Şimdi ne oldu da Anayasa’daki görevleri yapan Anayasa Mahkemesi’nin üyelerine hücum ediliyor.
Üyeye eleştiri
*Bu bağlamda şunu da söylemek isterim. Yüksek yargı mensuplarının veya herhangi bir hâkimin siyasi görüşlerini, polemikli görüşlerini sosyal medya vasıtasıyla paylaşmasını çok yanlış bulurum. Buna çok yüksek seviyedeki devlet görevlilerini de eklerim. Devletin yüksek kademelerinde görevli memurların, hakimlerin, savcıların, bunları asla yapmaması lazım. Ama burada gördüğüm kadarıyla özgürlükçü zihniyete saldırılıyor. Bunu çok yanlış buluyorum. Anayasa’nın 153’üncü maddesi çok açık. ‘Anayasa Mahkemesi’nin kararları Resmi Gazete yayımlanınca, Yasama yani Meclis’i yani yürütmeyi Hükümeti, yargı organlarını idari makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar’ diyor.
‘Başkası da başka sebepten uymaz’
*Anayasa Mahkemesi’nin kararına hoşlanmadığınız bir karardan dolayı uymazsanız yarın başka biri başka bir sebepten uymaz. Siz bir gün bu kararı tanımazsanız, yarın başka birisi başka bir kararı tanımaz. Kaosa fırsat vermemek gerekir. Yanlış bir gelişme. Bu tartışmaları üzüntüyle karşılıyorum. Televizyonlara baktığımda tartışırken hiç kimse yasakçı özgürlükçü ekseni koymuyor. Kimini ben atamışım kimini Tayyip Bey atamış; bunlar konuşuluyor. (Not: AYM’nin, CHP’li Enis Berberoğlu hakkında verdiği yeniden yargılama kararına yerel mahkeme uymamıştı.)
*Anayasa Mahkemesi normal hukuk düzeni içinde temyiz mahkemesi değil ama AYM en üst yargı organı. O dönem bireysel başvuru hakkı kime verilsin tartışmaları yapıldığında Yargıtay, ‘Bunu biz yapalım’ dedi. Sonra konuşuldu, ‘Bunu AYM yapar’ dedik ve Anayasa Mahkemesi’ne görevi verdik. AYM’nin üstünlüğü tartışma götürmez.
‘En az itibar kaybeden kurum’
*AYM son yıllarda en az itibar kaybeden kurum açıkçası. Bunun kıymetini hükümetin bilmesi lazım. Hükümet bazen öfke ile hareket edebilir, bazen şartlar öyle gerektirir, bazı yanlışları yapabilir, siyasetin doğasında olan bir şeyler ama olaylar soğuduğunda bütün bunları düzeltecek, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne göre düzeltecek bir mahkemenin olması hükümetin de çıkarınadır. Anayasa Mahkemesi’nin itibarı hükümetin de Türkiye’nin de itibarıdır.